Saturday, March 17, 2007

NBA'in şifreli hali

NBA'in şifreli hali

Batuğ Ş. EVCİMEN

26 Ocak 2007 tarihinden itibaren en az bir hafta - on gün boyunca güncelleme yapamayacağım. NBA Tv ile ilgili sorunu ele alan yazılar yayınladığımız bugünlerde siteyi maalesef olduğu gibi bırakıp giderken, bazı yanlış anlamalar üzerine giderayak iki satır yazmayı gerekli gördüm.

Birinde benim de imzam olan kimi yazılarda, NBA Stüdyo programının yapımcı ve yorumcuları, konuya ilgisiz ve sessiz kalmakla eleştiriliyor. Konuyla ilgili gelen birçok mesaj arasında, bu eleştirilere dair eleştiriler de var. Hatta aralarından, üslup, içerik ve uzunluk açılarından yazı olarak siteye koyabileceğimi düşündüğüm bir tanesi de zaten yayında. Amaç, bu problem üzerinde mantık ve koşullar çerçevesinde fikir üreten herkesin sesinin duyulması. Bundaki hedef de mümkün olduğunca çok kişinin bu saçma durumun ayrıntılarından haberdar olması ve sorunun bir an önce çözülmesi, olması gerektiği gibi, herkesin istediğinde NBA Tv yayınlarını izleyebilmesi.

Baştan alarak toparlamaya çalışacağım.

NBA Tv'nin vaziyeti mâlum... Konuyu elimizden geldiğince öğrenmeye ve sorunu çözmeye çalışıyoruz, durumdan etkilenenler adına, onların sesi olarak. Belli noktalara ulaştık. Bir kere, NTv'nin NBA Tv yayın haklarını ince eleyip sık dokumadan Kablo Tv'ye satması, hukuka aykırı bir hareket değil belki, fakat NBA Tv izleyenlerin şu anki durumunu başlatan stratejik bir ihmal. Bana göre hata burada başlıyor. Tabii bakış açısına göre, bu ihmalden NBA Organizasyonu'na pay çıkarmak da mümkün, ki ben bu görüşteyim. O organizasyon için bu bir hatadır, TBL için olmayabilir, ayrı konu. Neyse, işin burası çok da mühim değil, amaç suçluyu bulup katrana bulayarak tüyle kaplamak değil, NBA Tv'nin izlenebilmesi. Bu noktanın önemi ise, bu problemin sorumlularının da işin bir ucundan tutmalarının gerekliliğinden kaynaklanıyor. Aksi kimseye yakışmaz zaten, yapılabilir tabii fakat yakıştırıp yakıştırmamak da bize kalır yani.

Kablo Tv'nin TT'den Türksat'a devri, etkileri aralık ayına dek hissedilmeyen o hatanın kuluçkadan uyanmasına zemin oluşturdu. Kimine göre Türksat'ta konuyla ilgili muhatap bulunamıyor, kimine göre uydudan yayın transferinde geçilen yeni sistem nedeniyle yayın artık şifreli. Ve kodun verilmesi yasal olmadığı için de verilmediği söyleniyor. Sanki 1,5 senedir verilen kod yasaldı da, bu yenisi ancak gizliyken yasal olacağı için gizli tutuluyor... Ee, kod sonuçta, gizli olacak tabii.

Biraz önce telefonla konuştuğum Murat Kosova da, konuyla ilgili olarak uğraştığını anlattı. Anlaşılan o ki, Türksat tarafında sonuca yönelik bir ilgi ve çaba uyandıramamış. Tabii şu anki durumdan hiç memnun değil, olması da mümkün değil zaten, sporseverliğini tanıyan da tanımayan da bilir. Ha, NBA Stüdyo programındakilerin veya diğer basketbol yazarlarının da bu durumdan hoşnut olmadıklarını da biliyoruz veya en azından tahmin ediyoruz. Böyle bir durumdan kim memnunluk duyabilir ki?

Sitede çıkan yazılarda, bu işin suçluları, sorumluları olarak NBA Stüdyo yorumcuları gösterilmiyor, bunu böyle anlayan varsa, işte söylüyorum, kimse böyle abartılı ve gerçekdışı bir durumdan bahsetmiyor zaten. Kosova, Kural ve Murathanoğlu eleştirilirken kastedilen, konuya sessiz ve tepkisiz kalmaları. Ne düşündükleri bir konudur, ne yaptıkları ayrı konu. Eleştirinin dayanağı, düşünmedikleri değil, söylemedikleri.

Türkiye'de milyonlarca basketbolseverin sevip saydığı, ülkede basketbol konusunda en lafı dinlenir, kıymet verilir kişilerden üçü onlar. Ayrıca bu işin gazeteciliğinin ve yayıncılığınının da önemli ve güçlü isimleri. Zaten bu olayda da haftalardır e-posta yağmurundan en çok ıslananlar onlardır, tahmin ediyorum. Fakat siteye gelen mesajların hemen hepsi, başta NBA Stüdyo olmak üzere birçok yere başvurmuş ve fakat ne tatminkâr bir cevap alabilmiş, ne de işe yarar bir bilgi kırıntısı edinebilmiş basketbolseverlerden. Ve en çok takdir edip belki örnek aldıkları basketbol adamları, şu ana dek bu mevzuda 'onların sesi' olamadı, olamıyor maalesef.

Bazen çıkan sesler eleştirilir, bazen çıkmayan... Burada her ikisi de oldu, sitede NBA Stüdyo'nun eleştirilmesi eleştirilirken. Fakat NBA Stüdyo'nun bu hatayla direkt ilgisi bulunmadığını unutmamak gerekiyor. NBA Stüdyo'nun bu işle bazılarının umduğu ve beklediği gibi ilgilenmemiş olmasını birisi eleştirir, birisi eleştirmez. Genellikle de ilgiyi göremeyen eleştirir, diğerlerinin hayat görüşüne, spor ve yayıncılık anlayışına, vicdanına göre değişir. Ama söylenen yanlış yere çekilmesin. Konumuz NBA Tv yayınlarının izlenememesidir, bu işten birçok kimse şikayetçidir fakat konu doğru dürüst gündeme gelmemektedir, sorun da sürmektedir. Daha çok sayıda, daha lafı dinlenir, sevilen ve sayılan insan tarafından daha fazla ve sık gündeme getirilmeye başlandığında da çözülebileceğini düşünüyor birçok NBA izleyicisi. Ee, peki kim gündeme getirecek?

Valla herkes kendinden sorumludur. Ben, "Hah, sorumlu Türksat imiş" diyerek bu işin içinden çıkılabileceğini sanmıyorum. Çünkü bu bile fısıltıyla söyleniyor. Yayın korsan oluyormuş, NBA International'ın durumdan haberi varmış zaten, Türksat karışıkmış, muhatap bulunamıyormuş... Her yerden ayrı ses çıkıyor da, kim neyi söylüyor, bazılarımız ayırt edemiyor yahut anlayamıyor. Ve yayın mayın yok hâlâ. İyi de, biz burada doğru veya yanlış "Hah, Türksat yüzünden olmuş galiba, öyle anlaşılıyor" vs. diyebiliyorsak, bunu niye başkası söyleyemiyor? Türksat ile birlikte bu sorunu çözebilecek her kimse, onu nasıl bulacağız? Fantom'u mu çağıracağız, Mayk Hammer'e mi başvuracağız? Ve bizim gibi düşünenler niye bizim gibi yapmıyor? Yanlış mı yapıyoruz yoksa, bu yayınla?

Biz burada gazetecilik yapmıyoruz. Gazeteciliği gazeteciler yapsın. Aha ortada sorun... Bildiğimiz kadarıyla yazdık çizdik, tekrar ediyorum, NBA Stüdyo'yu da ne suçlu ilân ettik, ne de Kosova, Murathanoğlu, Kural veya başkasından şöyle bir el atmakla hemen bu işi çözmesini bekliyoruz... Aklımız mantığımız yerinde, sorunun karmaşıklığının farkındayız, nerede kimin aksadığına dair fikir de oluşturduk. O eleştirilerde kastedilen ve cevabı beklenen soru şu: NBA Tv yayınlarını izleyemeyenler, sorumlu kendileri olmadıkları halde ve problem sürerken, sorunu bir biçimde anlamaya ve çözmeye gayret ederken, bu işte yanlarında NBA Stüdyo var mı?

Varsa vardır, yoksa yoktur. Olup olmaması gerektiği de ayrıca tartışılır, kimi öyle düşünür, kimi böyle... Çıkan bazı yazıları böyle düşünenler yazmıştır, bazı diğerlerini de öyle düşünmeyenler.

"Korsan yayın" diye tâbir edilen yöntemle bu ülkede 1,5 sene kurumlar ve kişiler ortaklığında NBA Tv yayını yapıldı. Sezonun orta yerinde birden bu yayın kesiliverdi. Şu anda Türkiye çapında çok sınırlı yerde çok az sayıda insan izleyebiliyor NBA Tv'yi, kalanlar haftalardır izleyemiyor. Ve ne zaman izleyecekleri belli değil. NBA Stüdyo programının yorumcularına göre bu bahse değer bir sorun mudur, değil midir? Programdakilerin konuyla ilgisi bundan ibaret. Kendi ilgileridir, istedikleri şekilde kurarlar.

Sorunun onların ağzından da dile ve gündeme getirilmesi bence farklı bir durumdur. O duruma girmek isterler, istemezler, kimse karışamaz. Ama herkesin de kendi değerleri ve düşünceleri var, eğer el atıp da çözüme yardımcı olurlarsa, kimisi "Zaten bulundukları yer ve pozisyon bunu gerektirirdi, helal olsun, boşuna sevip saymıyoruz" der, kimi sesini çıkarmadan bunu "kıyak" telâkki edip başının üstüne kor ve hesaba yazar, kimisi de başka şey düşünür ve söyler, muhtemelen olumlu ve takdir ifade eden. Onların bu konudaki düşünceleri emin olun ki fazla merak edilmiyor çünkü tahmini kolay, biliniyor. Tabii ki bu iş çözülsün istiyorlar. İstiyorlar da, her zaman herşey beklemekle olmuyor işte. Biz bunun kanıtıyız. İsteyen bekler, isteyen konuşur. Bazen de susanlar konuşur, konuşanlar susup bekler.

Kimse yanlış yönlenmesin, yönlendirilmesin, işin Türksat'ta düğümlendiğinin farkındayız. Başta Türksat, ardından bu konuyla ilgili ve yapabileceği birşey olan diğer kurumlar ve kişiler bu işi görmezden gelip durmasın, görmeleri de "suçlu kim?" kavgası olmasın. Bu iş çözülsün istiyoruz. Günün birinde nasılsa tekrar izlenecek NBA Tv. O gün yakın olsun, bugüne dair de, herkesin elinden geleni yaptığı dışında birşey hatırlanmasın. Herkes elinden geleni kendi bilir, ne yapacağına kendi karar verir, tabiatıyla. Bizimki budur: Harfleri tutuşturup ekleyerek ışığıyla karanlıkta yolumuzu bulmaya çalışmak. Yakacak başka şey olmadığından değil, biz kelimelerle ve fikirlerle ısınmayı yeğ tuttuğumuzdan, doğru bulduğumuzdan.

Bu sitede konuyla ilgili okumuş olduğumuz yazılarda bilgi eksiklikleri, yazan dışındakilere dozu kaçmış gelen eleştiriler vs. olabilir. Burası zaten bir gazete, tv kanalı değil, çoğunluğunu basketbol ve NBAseverlerin oluşturduğu ve beslediği bir platform. Buraya şu veya bu sebeple iştirak edenlerin gönderdiği yazıları-makaleleri yayınlıyoruz. Bilgilerimiz ışığında fikirlerimiz de okuduğunuz yazılardaki gibi işte. Açık seçik ve samimi olarak. Beklediğimiz de aynısı.

Hadi eyvallah.

25 Ocak 2007

No comments:

 
eXTReMe Tracker