Sunday, December 18, 2016

Thiago Silva

Bilirsiniz Güney Amerika'dan en yetenekli genç futbolcuları cımbızla ayıklar gibi seçip getiren kulüp Porto'dur. 11 yıl önce Brezilyalı bir stoperi de transfer edip Portekiz'e getirmişler ama genç sambacı istenileni vermeyince kendini bir anda Moskova'nın soğuğunda bulmuştu. Rus oligarkların milyonlar yağdırdığı ligde Dinamo Moskova forması giymek onun için büyük fırsattı ama işler yine yolunda gitmedi. Brezilyalı genç şiddetli göğüs ağrılarından şikayetçiydi ve idman yapamaz hale gelmişti. Dinamo Moskova'nın onu transfer ederken sağlık kontrolünden geçirmediği ortaya çıktı. Lizbon'a döndüğünde kapsamlı tetkikleri yapan doktor, ona tüberküloz teşhisi koydu ve acı gerçeği söyledi: "İki ay geç gelsen, yapacak bir şeyim olmazdı." Tedavisi Moskova'da altı ay sürdü, futbolu bırakmak istedi, o günlerde annesinin ısrarıyla bu kararından döndü. Thiago Silva bugün 32 yaşında. Tüberküloz tedavisinin ardından ülkesinde iki yıl oynadı, Milan'daki futboluyla Paris Saint Germain'in yolunu tuttu ve o dünyanın en iyi beş stoperinden biri.

Wednesday, December 07, 2016

Monday, December 05, 2016

Eren Albayrak: "Altyapılarda problem var!"

Onun hikâyesini "Hep beklenen ama geç patlama yapan bir oyuncu" başlığıyla anlatabiliriz. Bursaspor altyapısından yetişti, Trabzonspor, Orduspor, 1461 Trabzon derken Çaykur Rizespor'daki son iki sezonunda gerçek futbol kişiliğini buldu. Çok genç yaşta Bursaspor'da gördüğü şampiyonluğu şimdi Başakşehir'de takıma daha çok katkı sağlayarak yaşamak istiyor. Sahneye beklenenden geç çıkışına ise Türkiye'de genç oyuncuların yetiştirilme problemlerine parmak basarak açıklık getiriyor.
Röportaj: Rasim Artagan
25 yaşında bir oyuncu olmana rağmen bugüne kadar altı farklı takımda forma giydin ve artık oldukça tecrübelisin. Bu kadar çok takım dolaşmak futboluna ne kattı?
Kültür anlamında çok farklı şeyler gördüm. Karadeniz'de 5 sene oynadım. Farklı kültürleri yaşadım. Karadeniz'in farklı şehirlerinde oynadım. Trabzon'da, Rize'de, Ordu'da forma giydim. Karadeniz kültürü hemen hemen aynı gibi gözükse de kendi içinde çok farklı. Güzel şeyler yaşadım. Özellikle Rize'de geçirdiğim 3.5 sene çok güzeldi.
Futboluna ne kattı Karadeniz?
Çok şey kattı diyebilirim. Karadeniz'de sosyal anlamda çok geniş bir hayat yok. İster istemez futbola daha fazla konsantre oluyorsunuz. Daha fazla çalışmak zorunda kalıyorsunuz. Aslında bu bizim kültürümüze biraz ters. Çünkü Türk futbol kültüründe fazla çalışmak yoktur. Genelde böyle maalesef. Bir yeri yakaladıktan sonra, "Tamam ben oldum" diyoruz ve daha fazla çalışmıyoruz. Genç oyuncularda da böyle. 20 yaşında gittim ben oraya. Sosyal hayat çok gelişmiş olmadığı için kendimi daha fazla futbola verdim ve futbolumu geliştirdim. O anlamda bana çok güzel şeyler kattı. Farklı hocalarla çalıştım. Büyük hocalarla çalıştım. Onların da bana futbolu geliştirmem konusunda çok fazla katkıları oldu. Onun için şimdi buradayım.
2006'dan 2011'e kadar Bursaspor'da forma giydin ve altyapı sürecinin tamamını Bursaspor'da geçirdin. Güzide kulübümüz Türk futboluna sayısız oyuncu armağan etti. Bursaspor'un altyapısı hakkında bize biraz bilgi verir misin?
Bursaspor'un aslında altyapısı gerçekten çok kaliteli. Çok özel oyunculara sahipler. Gençler çok yetenekli. Bunları daha fazla kullanabilirse Bursaspor çok daha iyi olacaktır Türk futbolu için. Çünkü bizim şampiyon olduğumuz senenin anahtarı altyapıda gizliydi. O dönem altyapıdan çok fazla futbolcu vardı. Bunun katkısı çok büyüktü. Volkan, Sercan, Serdar Aziz, Muhammet, İsmail Haktan, Bekir Ozan, ben hep altyapıdan yetişmiştik. Gerçekten Bursaspor'un altyapısı çok güzel ve özeldi.
Neler öğrendin peki?
Ben bunu daha önceki röportajlarımda da söyledim aslında. Açık konuştum hep. Biz altyapıda çok fazla şey öğrenmedik. Biz kendimizi ne kadar geliştirmiyorsak, altyapı hocaları da kendilerini geliştirmiyor. Türkiye'de şöyle bir durum var. Futbol bitiyor, futbol bittikten sonra herkes hemen hoca oluyor. Tabiî ki kapasitesi olan bazı insanlar var. Ama hoca olmak isteyenlerin kendilerini geliştirmesi gerekir. Altyapıdaki hocalar kendilerini geliştirmediği için, bu oyuncuya yansıyor. Biz zaten sürekli Genç Millî Takımlara giden oyunculardık. Kendi yeteneklerimizle bir yerlere geldik. A takım seviyesine çıktıktan sonra altyapıdan bir şeyler almadığın için eksiklikler başlıyor. Ben kendimi geliştirmemişim altyapıda. A takıma çıkıyorum, eksiklerim çok. A takımada yeniden öğrenmeye başlıyorum her şeyi… Bu çok önemli bir şeydir. Futbolcu-antrenör ilişkisi dünya futbolunda en önemli kriterlerden birisidir. Bu ilişkinin önemi futbolcunun gelişimine yansıyor. Bizim altyapıda hocalarla ilişkimiz tabiî güzeldi ama hocalar kendilerini geliştirmedikleri için biz A takım seviyesine çıktığımız zaman eksiklikleri çok yaşıyoruz. Sakatlıklarımız oluyor. Ciddi anlamda bir altyapı oluşturmamışız. Artık seviyeyi kaldıramıyoruz. Beklenen performansı sergileyemiyoruz.
Yani bu genç yaşta sakatlanmalar, bu şartlarda normal o zaman.
Evet kesinlikle… Fiziksel anlamda hiçbir şey almamışız. Ben A takıma çıkmışım. Ama karşımdaki oyuncu gelişimini tamamen tamamlamış. Fiziksel anlamda her şeyi oturmuş. Şimdi ben onunla aynı idmanı yapıyorum, 16 yaşındayım. Benden onun performansını sergilememi nasıl bekleyebilirsiniz? Profesyonel seviyeye geldikten sonra artık yarışmacı dönemindesiniz. Herkes ekmek parası için ter döküyor. Tamam, ağabeylikler yapılıyor, ağabey-kardeş ilişkisi var, çok güzel. Ama ben ağabey dediğim kişiyle aynı forma için savaş veriyorum. Bu çok önemli. İçerdeki dengeleri ayarlayabilmek gerçekten çok önemli.
Çok bilinçlisin bu konuda. Bursaspor'un şampiyon olduğu sezonda bir maç da olsa forma giydin. Takıma o sezon katkı yapamasan da bir Anadolu kulübünün şampiyonluk yürüyüşüne yakından tanık oldun. Bir Anadolu takımının şampiyonluğa ulaşma sürecini bize anlatır mısın?
Bir kulüp şampiyonluk yaşamak istiyorsa öncelikle altyapısına önem vermeli. O dönemde Bursaspor'da bizim jenerasyon A takım seviyesine çıkmış ve forma şansı bulmuştu. Altyapıdan çıkan futbolcular, ondan sonra gelen güzel transferlerle Bursaspor'un oturmuş bir kadrosu vardı. Gelen takviyeler çok iyiydi. Batalla geldi, Ivan Ergic geldi, ileride Turgay ağabey vardı, Ozan İpek'in çıkış sezonuydu. Ali Tandoğan vardı. Ağabey-kardeş ilişkisinin güzel olduğu, herkesin birbirine sahip çıktığı, güzel bir aile oluşturduğumuz bir ortam vardı. Sezon başı kampına Serdar, Sercan ve ben katılamadık. Ümit Millî Takım'da şampiyonalar vardı. Onlara gitmiştik. Ondan sonra sezon başladı. Güzel başladık. Sürekli üzerine koya koya gittik. Geniş bir kadromuz vardı. Galip gele gele ister istemez performans da yukarı çekiliyor ve özgüven artışı oluyor. İlk haftalarda her şey çok zor. Hayal ediyorsunuz ama çok zor olduğunu da biliyorsunuz. Onun için şampiyonluğa gitmek istiyorsanız, maç maç bakmak zorundasınız. Her maçın taktiği farklıdır. İlk devre rölantide geçer ama ikinci devre kümede kalmak isteyen, Avrupa'ya gitmek isteyen, şampiyon olmak isteyen takımların performansı da yükselir. Biz de o dönemde performansımızı yavaş yavaş arttırdık. İnce bir nokta var. Eğer şampiyon olmak istiyorsanız bir kriter çok önemli. Anadolu maçlarının önemi çok büyük. Bu yadsınamaz. Ama üç büyüklerin önüne geçmek istiyorsanız, onları yenmek zorundasınız. Önde olmak istiyorsan, rakibini yeneceksin. En kötü yenilmeyeceksin. Biz onu o sezon başardık. Beşiktaş'ı içeride, dışarda yendik, Fenerbahçe'yi deplasmanda yendik. Ki 2-0'dan 3-2 galip geldik. Bunlar kolay işler değildi. Bunlar sayesinde özgüven ve inanç en üst seviyeye çıkıyor. Ondan sonra yavaş yavaş şampiyonluk havasına girmeye başlıyorsun. Baskı daha da artıyor. Taraftar baskısı var. Kamuoyu baskısı var. Baskıyı kaldırabilmek çok önemli. O kaosu iyi yönetebilmek çok önemli bir durum. Biz de o dönem bu baskıyı iyi yönettik. Takım olarak iyi yönettik. Ondan sonra da efsane bir şampiyonluk kazandık.
Bursaspor'dan sonra Trabzonspor'a transfer oldun ancak hiç forma giymeden Orduspor'a kiralandın. Trabzonspor'da neden oynayamadın?
Bursaspor ile sözleşmem bitmişti. Başka kulüplere gitme ihtimalim de vardı. Şenol Güneş Hocam beni istedi. Ben de Millî Takımlarda çalıştığım hocalarıma danıştım, istişarelerde bulundum. Çünkü benim için önemli bir karardı. Tabiî ki Şenol Hocamın istemesi benim için çok önemliydi. Ancak daha sonra beni kadroda tercih etmedi. Kendi görüşüdür, saygı duymak gerekiyor. Bunun üzerine ayrılmak istedim. "Oynamak istiyorum" dedim ve Orduspor'a gittim.
Bir sezon Orduspor'da forma giydin. Ancak Orduspor'da Süper Lig ve Türkiye Kupası'nda yalnızca birer maç forma giyebildin. O sezon neler oldu da bu kadar az oynadın?
Orada da şanssızlık yaşadım. Bir kupa maçı oynadım. İyi de oynadım. Ama şansım yaver gitmedi. Orada da hocam tercih etmedi. Ben buna her zaman saygı duydum. Beni oynatmak zorunda değil; tercih etmek zorunda değil. Bu ne benim futbolculuğum ne de karakterimle alâkalı. Bu tamamen tercih meselesi. Hocanın görüşüdür. Her zaman saygı duydum. Kesinlikle şöyle düşünüyorum; hocanın bu kararı güzel bir dille anlatması gerekiyor. Tercih etmeyebilirsin. Ben belki senin sistemine de uymayabilirim. Ama beni orada tutma o zaman. Bizim de futbol ömrümüz çok uzun değil. Bizim de bir hedefimiz var, geleceğimiz var. Başarmak istediğimiz şeyler var. Az önce dediğim gibi hocayla futbolcu ilişkisi çok önemli. Tercih etmeyebilirsin. İki taraf da saygı duymalı. O dönemler benim için çok sıkıntılı dönemlerdi.
Orduspor'dan sonra 1461 Trabzon'a gittin. Düzenli forma şansı buldun ve 2012-2013 sezonunun ilk yarısında 12 maçta forma giydin. 1461 Trabzon'da neler yaşadın?
Bu da benim kendi tercihimdi. Trabzonspor, tercihi bana bıraktı. İstersem Trabzonspor'da da kalabilirdim. 1461 Trabzon'da artık yükselişe geçme dönemim başlıyor. Trabzonspor'da kalabilirdim; orada forma savaşının içine girebilirdim. Ama bu hissiyat çok önemli. Benim hedeflerim farklı, düşüncelerim farklı. Bazen hedefe gitmek istiyorsanız, uzağa sıçramak istiyorsanız bir adım geri atmak zorundasınız. Benim oynamam gerekiyor. Tekrar bazı şeyleri kanıtlamam gerekiyor. 1461 Trabzon'da yarım sezonda 12 maç forma giydim evet. Bu tamamen güven meselesi. Hocanın sana verdiği güven çok önemli. Futbolculukta kötü günler geçirirken bazen sen de kendinle ilgili kafanda soru işaretleri buluyorsun. Şüpheye düşüyorsun. Kendi yeteneğini unutuyorsun. Var olan yeteneğini çıkartamıyorsun dışarıya. Ama hocanın sana olan tavrı bu yeteneği dışarı çıkartıyor gerçekten. Seni tetikliyor. Bu özgüveni bulunca yükselişe geçiyorsun. Kendi seviyene çıktıktan sonra farklı bir durum çıkıyor ortaya. Demin dediğim gibi 1461 kendi tercihim. Bazı şeyleri tekrar kanıtlamak zorundaydım. Gittim oraya. Güzel ve genç bir kadro vardı. Genç Millî Takımlarda beraber oynadığım arkadaşlarım da vardı. Güzel bir Mustafa Hocam vardı. Mustafa Reşit Akçay Hocamı çok severim. Kendisi benim için çok özeldir. Sadece hocalık anlamında değil, insanlık olarak da örnek alınması gereken bir insan. Çok güzel bir ortamımız vardı. Tam aile ortamını orada yaşadım. Çok keyif aldığım bir dönemdi. Yarım sezon oynadım.
Aynı sezonun ikinci yarısında Çaykur Rizespor'a transfer oldun. Rizespor transferi aslında bugünlerin başlangıcı da oldu senin için. Transfer hikâyeni anlatır mısın?
Mustafa Denizli Hocamın beni istemesiyle Çaykur Rizespor günlerim başladı. Şu an Türkiye Futbol Federasyonu bünyesinde bulunan çok değerli ağabeyim Tuncay Yanık'la beraber Çaykur Rizespor'da güzel günler yaşadık. Tuncay ağabey çok güzel adamdır, çok sevdiğim bir ağabeyimdir. 1461 Trabzon'da güzel bir yarım devreden sonra Rize günlerim başladı. Türkiye'nin en büyük teknik direktörlerinden biri olan Mustafa Denizli Hocam duruşu, karakteri, futbol bilgisiyle bana çok şey katmıştır. Çok güzel şeyler yaşadık hocamızla beraber.
Çaykur Rizespor'da rüştünü ispatladığını söyleyebiliriz. 2014-2015 sezonunda 35, ertesi sezon da 27 maçta oynadın. Çaykur Rizespor'da geçmişe oranla neleri doğru yaptın da bu kadar forma şansı bulabildin?
Mustafa Hocayla yarım sezonda lige çıktık. Ondan sonra Rıza Hocayla başladık. Benim açımdan kötü geçti. Sakatlıklar yaşadım. Yaptığım hatalar da vardı. Kötü geçirdiğim sezonlarda kendime tatil cezası veriyorum, yaz tatilinde biraz daha fazla çalışıyorum. O dönemde de yaptığım hatalardan dolayı kendime böyle bir ceza vermem gerekti. Güzel bir çalışma dönemi geçirdim yazın. Sezon başı kampı çok iyiydi. Mehmet Özdilek Hocamla birlikteydik. Ondan sonra lige de güzel başladım. Aslında o dönem sol bek oynamaya başladığım dönemdi. Ali Adnan'ın Asya Kupası'na gitmesi gerekiyordu. Bir sol bek arkadaşımız daha vardı; Oğuzhan… O da cezalıydı. Sol açık olarak forma şansı bana geldi. Tek sol bek oynayabilecek kişi bendim. Aslında benim aklımda da sol bek oynamak her zaman vardı. Birkaç maç sol bek oynadım, iyi de oynadım. Bir maçta da asist yaptım. Sonra da yavaş yavaş alışmaya başladım. Defansif anlamda öğrenmem gereken şeyler vardı, onları öğrendim. Mehmet Hocayla başladım sol bek oynamaya. Bir zaman sonra Hikmet Karaman Hocam geldi. Hikmet Hocayla beraber tavan yaptım. Performansımı iyice yukarıya çektim. Hikmet Hocamın geldiği ilk maç Trabzonspor maçıydı. Bir tercih yapması gerekiyordu. Ya ben oynayacağım ya Ali Adnan… Tercihini benden yana kullandı. Çok iyi oynadığım bir maç oldu. Ondan sonra artık tamamen üzerimde durmaya başladı Hikmet Hocam. İnanılmaz bir destek ve özgüven verdi bana. Bu sayede seviyem iyice yukarıya çıkmaya başladı. Artık maçlarda hücum anlamında daha fazla katkı vermeye başladım. Savunmada da sürekli oynadığım için öğrendiğim şeyler oldu. Performansımı yukarıya çeke çeke ritmimi buldum, seviye atladım. 
Bu pozisyonda kendini geliştirmek için özel çalışmalar yapıyor musun?
Sürekli orta çalışmam gerekiyor. Bu konuda çalışmazsanız yeteneğiniz de olsa gidiyor bazı şeyler. Sürekli tekrar etmeniz gerekiyor. Çaykur Rizespor dönemimde bunu inanılmaz yapıyordum. Hikmet Hoca sürekli başımda durdu. İdmanlardan sonra duran toplar olsun, hareketli pozisyonlarda ortalar olsun çok ilgilendi benimle. Çok güzel bir çalışma dönemim oldu idmanlardan sonra. Üzerine koya koya çalıştım. Sonra da ayak alışkanlığı oldu zaten. Burada da şu an aynı şekilde çalışıyorum.
Çaykur Rizespor'daki başarı grafiğinden sonra sezon başında Medipol Başakşehir'e transfer oldun. Başakşehir'e transferin nasıl gerçekleşti?
Sezon sonu sözleşmem bitiyordu. Devreden sonra yavaş yavaş takım aramaya başlıyorsunuz. Çünkü bir dönem sonra ayrılma kararını alıyorsunuz zaten. Çok güzel iki sezon geçirmişim. Sol bek olarak iyi bir istatistiğim vardı. Büyük takımlar da benimle ilgilenmeye başlamıştı. Rizespor'la da görüşmelerim oldu. Benim için Rizespor her zaman özel kalacaktır çünkü kendimi orada ispatladım. Sezon sonuna doğru Abdullah Hocayla konuştum. Beni davet ettiler. Tesisi ve stadyumu gezdim. Başkanımızla görüştüm. Başka kulüpler de beni istedi. Ama buradaki projeler, hocanın ve başkanın yaklaşımı benim için çok değerliydi. Elbette biz bu işi para için, geleceğimizi kurmak için yapıyoruz. Ama bunun yanında da değer görmek, sana birilerinin değer vermesi benim için çok önemli. Bunları çok fazlasıyla ve içten bir şekilde hissettiğim için Başakşehir'i tercih ettim. Başakşehir'in hedefleri var, benim hedeflerim var. Doğru bir tercih yaptığımı da düşünüyorum.
İlk sezonunda şans buluyorsun ve takımının şu anki başarısında pay sahibisin. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsun? Kendi performansını nasıl buluyorsun?
Bu takımdan güzel bir başlangıç ve güzel bir süreç bekleniyordu zaten… Sonuçta son iki sezonu dördüncü bitiren bir Başakşehir takımı var. Bu sezon da bu hedeften geri kalmayacağımızı herkes bekliyordu. Bizim de hedefimiz var. Daha üstleri hedefliyoruz. Neden üçüncülük, neden ikincilik, belki de neden şampiyonluk olmasın? İyi bir başlangıç var. İki senedir UEFA'ya giden bir Başakşehir kulübü var. Ben de yeni transfer oldum. Zor bir yer. Herkesin iyi olduğu bir takım. Ben de seviyemi hep yukarıda tutmalıyım. Daha fazla çalışmak zorundayım. Daha az hata yapmak zorundayım. Buraya gelmeden önce beraber zaman geçirdiğim arkadaşlarım var takımda. Sağ olsunlar beni çok güzel karşıladılar ve sahip çıktılar. Adaptasyon sorununu çok yaşamadım. Güzel bir süreç geçiriyoruz burada. Güzel bir dönem yaşıyoruz. Şu an bir kaybımız ve üzerimizde bir baskı yok.
Gözlemlediğimiz kadarıyla Medipol Başakşehir'de şu an için kimse "şampiyonluk" kelimesinden söz etmiyor. Ama ortada çok ciddi bir başarı da var. Sen Bursaspor'da benzer bir hikâyeye tanık oldun. Oradaki günlerle bugünleri karşılaştırdığın zaman benzer bir mutlu sona tanık olabilir mi Türkiye?
Tabiî ki olabilir. Neden olmasın? O dönem zordu. Bu dönem belki daha da zor. Ama güzel bir ekibimiz var, güzel bir arkadaşlığımız var, güzel bir aile ortamımız var. Mutluluk var burada. Herkes çok keyif alıyor. Tesiste beraber zaman geçirmekten mutlu oluyoruz. Maç maç bakıyoruz. Neden şampiyonluk olmasın? Herkes bunu gönülden ister. Ama herkesin söylediği gibi, çok erken. Bizim hedefimiz son iki sezondan daha üst seviyede bitirmek. Kazana kazana bir dönem sonra artık seviyen zaten yükseliyor. Önüne bir yol çıkıyor. Ondan sonra artık şampiyonluk mu başka bir yol mu zaman gösteriyor. İnşallah bu yol doğrultusunda ilerlemek istiyoruz. İnşallah takım anlamında da güzel şeyler yaşarız sezon sonunda…
Medipol Başakşehir kulüp olarak birçok şeyi doğru yapıyor ve takdir edilecek bir oluşum. Sen bu takıma yeni gelmiş bir oyuncu olarak kulübü nasıl anlatırsın bize?
Buraya geldiğimde tesisi gezdim. Bir proje daha var burada altyapıyla alâkalı. Bununla ilgili zaten Avrupa'dan bir referans edinmişler. Avrupa'daki büyük kulüplerin tesislerini gezmişler. Projeyi bana anlattılar. Başakşehir Kulübü büyük kulüp olma yolunda hızlı ve güzel bir şekilde ilerliyor. İnşallah böyle devam eder. Çok güzel ve sağlıklı bir kulüp. Herkesin tercih ettiği bir kulüp. Bu kulübe herkes gelmek istiyor. Şu anda yemek katındayız. Restoranımız ortada. Bu her kulüpte yok. Her anlamda her şey çok güzel. Ödemelerde hiçbir sıkıntı yok. Tesis şahane. Tercih edilebilecek bir kulüp burası.
Teknik direktörünüz Abdullah Avcı çok istikrarlı bir teknik adam. Kendisiyle nasıl bir ilişkin var?
Hocamla ilk olarak Genç Millî Takımlarda çalıştım. 1990 yaş grubu ile çalışırken, bir yaş küçük olmama rağmen beni de çağırdı seçmelere. Orada birlikte çalıştık. Hocam beni oradan tanıyor. Sürekli ligde karşılaştığımız için diyaloğumuz da vardı. Bursaspor'da oynarken de bir ara beni istemişti. O dönem kısmet değilmiş. Ama bu dönem hocamın beni aramasıyla böyle bir tercih yaptım. Bu dönem kısmetmiş çalışmak. Abdullah Hocanın da hedefleri farklı. Büyük hedefleri var. Projeleri var. Bu hedefler doğrultusunda ilerliyor. Güzel bir ekibi var. Çalışma sistemi var. Taktiksel sistemimiz çok iyi. Bize her maç sonunda olması gerekenleri anlatıyor. Her maça göre sistemimiz değişiyor. Bu her takımda olan bir şey değil. Çok farklı ve özel bir durum bence. Başarı da buradan geliyor. Takım arkadaşlarımın da performansları üst seviyede olduğu için güzel bir dönem geçiriyoruz.
Bugüne kadar Millî Takımlarımızın çeşitli kategorilerinde oynadın. A Millî Takım için düşüncen nedir?
İki sene önce böyle bir şans yakaladım. Lüksemburg maçında forma şansı buldum. Herkesin hedefi Millî Takım. Orası gözbebeği… Herkes oynamak istiyor. Hedefler konusunda son seviye Millî Takım. Benim de isteğim var. Onun için çalışıyorum. Tekrar gitmek istiyorum. Geçen sene çok bekledim. Bu sene de bekliyorum gitmeyi. Performansımın iyi olduğunu düşünüyorum. Sadece şu anda tercih edilmeyi bekliyorum. Umarım en kısa zamanda da bu gerçekleşir.
Kendine hangi futbolcuyu ya da futbolcuları örnek alıyorsun? En çok beğendiğin oyuncular kimler?
Kendi mevkiimde bana göre Real Madridli Marcelo dünyanın en iyisi. Dünyadaki en özel futbolcu da Messi'dir benim için.
Bugüne kadar seni en çok hangi futbolcu ya da futbolcular zorladı?
Biraz kendini beğenmişlik gibi olacak ama öyle algılanmasın lütfen. Ben çok zorlandığım bir futbolcu olduğunu düşünmüyorum. Eğer ben zorlanıyorsam o gün ya ben kötüyümdür ya da yorgunumdur. Aklımda kalan bir oyuncu yok beni zorlayan.
İstanbul'da boş zamanların nasıl geçiyor?
İstanbul'u biliyorum ama şimdi yeni yeni tanıyorum. Yeni yerler keşfediyorum. Sürekli takım arkadaşlarımla zaman geçiriyorum. Ailem geldiğinde beraber zaman geçiriyorum. Ailem Bursa'da ama sürekli gidip geliyorlar yanıma…
Hayatında en unutamadığın an ya da anlar nedir?
Genç Milli Takımlara seçildiğim anı unutamam. Onun dışında aklıma gelmiyor şu an için.

Tecrübenin farkı büyük

por Toto Süper Lig'in 18 takımında bu sezon şimdiye kadar lig, kupa ve Avrupa kupalarında toplam 430 oyuncu forma giydi. Bu oyuncuların 100'ü 30 yaş ve üzerinde oyuncular. Bu rakam, toplam oyuncu sayısının yüzde 23.5'ine tekabül ediyor. Araştırmanın çarpıcı tarafı ise 30 yaş üstü oyuncu sayısı fazla olan takımların ligin üst sıralarını parsellemesi. Başakşehir'de takımın yüzde 43.4'ü 30 yaş üstü. Turuncu-lacivertli takımı yüzde 40'la Kardemir Karabükspor, yüzde 39.1'le Galatasaray ve yüzde 36.3'le Beşiktaş izliyor.
Yazı: Mazlum Uluç
Futbolda ve aslında bütün spor branşlarında performans ve yaş arasında bir korelasyon kurulur, yaş ilerledikçe performansın gerilediği üzerinde fikir birliğine varılır. Aslında bu fikir yanlış da sayılmaz. Mesela elimizde Sir Stanley Matthews gibi istisnai bir örnek bulunmasına rağmen 50 yaşında bir insanın profesyonel anlamda futbol oynaması pek gerçekleşebilecek bir senaryo sayılmaz. Ancak bundan 15-20 yıl öncesine oranla oyuncuların daha ileri yaşlara kadar futbol oynayabildikleri de tartışılmaz bir gerçek haline dönüştü. Paolo Maldini, Amedeo Carboni gibi üst düzey liglerde 40 yaşını gören oyuncular, futbolu bırakma demlerini de oldukça yukarılara çekti. Spor Toto Süper Lig'de de 30'lu yaşlarını gerilerde bırakmış oyunculara artık çok daha sık rastlayabiliyoruz. Hatta öyle ki, bazı takımlarda 30 ve üzeri yaşlardaki oyuncuların oranı neredeyse takımın yarısını oluşturuyor. Üstelik 30 yaş üzeri oyuncuların sayısındaki fazlalık, o takımın performansını da olumlu yönde etkileyebiliyor. Bu araştırmada Spor Toto Süper Lig'deki 18 takımımızda oynayan oyuncuların kaçının 30 yaş ve üzerinde olduğuna göz attık ve rakamın hiç de azımsanamayacak yükseklikte olduğunu gördük. Bu sezon 18 Süper Lig takımının lig, kupa ve Avrupa kupası maçlarında forma giyen 430 oyuncudan 100'ü 30 yaş ve üzerinde çıktı. Bu da toplam oyuncu sayısının yüzde 23.5'ine tekabül ediyor. Takımlar bazında baktığımızda ise bazı ekiplerde 30 yaş üzeri oyuncuların oranının yüzde 40'lara yaklaştığını ve hatta aştığını görüyoruz. Üstelik bu ekipler bir-iki istisna dışında ligin üst sıralarını işgal ediyor ve "Yaş ilerledikçe oyuncu olgunlaşıyor, takımına daha fazla katkı sağlıyor. Üstelik oyuncular 30 yaşın üzerinde fiziksel performansını da koruyabiliyor" tezini kuvvetlendiriyor. Şimdi takımlara 30 yaş üzeri oyuncuları üzerinden daha yakın bir bakış atalım.
Tecrübenin adresi Başakşehir
Kadrosunda 30 yaş ve üzeri 10'ar oyuncusu bulunan üç takım mevcut. Bu takımlar Başakşehir, Kardemir Karabükspor ve Akhisar Belediyespor. Ancak şu ana kadar sadece 23 oyuncusuna forma şansı veren Başakşehir'de 30 yaş ve üzerindeki oyuncuların genel kadroya oranı yüzde 43.4'ü buluyor ve bu rakam da turuncu-lacivertlileri "tecrübeli oyuncular" kategorisinde ilk sıraya taşıyor. Başakşehir'in 30 yaş ve üzeri oyuncuları, Emre Belözoğlu, Yalçın Ayhan, Marcio Mosoro, Mehmet Batdal, Alexandru Epureanu, Doka, Bekir İrtegün, Samuel Holmen, Hakan Özmert ve Stefano Napoleoni. Bu oyuncuların ilk beşi takım iskeletinin de değişmeyen parçaları. Doka, Bekir İrtegün ve Stefano Napoleoni'nin de zaman zaman önemli katkılar verdiğini göz önünde tutarsak, takımın yükünü ağırlıklı olarak tecrübeli kurtların çektiğini söylemek abartı sayılmaz. Bunlara takımın iki beki Uğur Uçar ve Ferhat Öztorun'un 29, ön liberosu Mahmut Tekdemir'in 28 yaşında olduğunu eklersek, zirveyi parselleyen Başakşehir'in "pür tecrübe" bir ekip olduğu bilgisini çerçeveletip panoya asabiliriz.
K. Karabükspor'un verdiği ders
Tecrübeli takımların ikinci sırasında ise Kardemir Karabükspor yer alıyor. Onların da 30 yaş ve üzerinde 10 oyuncu var ancak 25 oyuncuya şans tanıdıkları için ihtiyar kurtların oranı yüz de 40'ta kalıyor. Bu 10 oyuncudan Ahmet Şahin, Olafur Skulason, Mustapha Yatabare, Dany Nounkeu ve Iasmin Latovlevici ilk 11'in değişmez isimleri. Kerim Zengin ve Hakan Aslantaş sağ bek mevkiini değişerek kullanıyor. Fatih Atik, Ercüment Kafkasyalı ve Serdar Deliktaş ise Kardemir Karabükspor'un 30 yaş üzeri diğer oyuncuları. İşin çarpıcı tarafı, Kardemir Karabükspor'un ligin açık ara en fazla koşan takımı olması. Igor Tudor'un takımı, bir maçta 120 kilometrenin üzerine çıkarak rekor kırarken, en fazla koşulan beş maçtan ilk dördünün de başrolünde yer aldı.

Zirve ihtiyar kurtların
Bu iki takımın ardından yine zirvenin ortaklarından Galatasaray ve Beşiktaş'ın sıralanması da "tecrübenin değeri"ni ortaya koyması açasından çarpıcı bir veri. Galatasaray'da 9, Beşiktaş'ta ise 8 oyuncu 30 yaş ve üzerinde. Galatasaray'da bu oyuncuların oranı yüzde 39.1'e, Beşiktaş'ta ise yüzde 36.3'e tekabül ediyor. "Galatasaray'ın 30 yaş ve üzeri oyuncuları kimler?" diye baktığımızda karşımıza
Hamit Altıntop, Hakan Balta, Wesley Sneijder, Sabri Sarıoğlu, Nigel de Jong, Selçuk İnan, Lukas Podolski, Aurelien Chedjou ve Fernando Muslera'dan oluşan bir liste çıkıyor. Hamit Altıntop'u dışarıda tutup Nigel de Jong'u da yedek listesine yazarsak, diğer 7 oyuncu için ilk 11'in değişmez parçaları dememiz mümkün.
Son şampiyon ve bu sezonun da şampiyonluk adaylarından Beşiktaş'ta forma şansı bulan 22 oyuncudan 8'i 30 yaş ve üzerinde. Bu da takımın yüzde 36.3'lük bölümüne karşılık geliyor. Listede yer alan oyuncular Atiba Hutchinson, Ricardo Quaresma, Tolga Zengin, Gökhan İnler, Adriano, Gökhan Gönül, Dusko Tosic ve Rhodolfo. Teknik direktör Şenol Güneş'in özellikle bu sezon kadroyu oluştururken uyguladığı rotasyon sistemini düşündüğümüzde bu oyuncuların tamamı için takımın temel direkleri diyebiliriz.
Tek istisna Akhisar Belediye
Görüldüğü gibi 30 yaş ve üzeri oyuncuların fazla olduğu takımlar ligin üst sıralarını parsellemiş durumda. Bunun istisnası ise listenin beşinci sırasında yer alan Akhisar Belediyespor. Ege temsilcisinin 30 yaş üzeri 10 oyuncusu var. Ancak toplam 28 oyuncu kullandıkları için 30 yaş ve üzeri oyuncuların takım içindeki oranı yüzde 35.7'ye geriliyor ve bu da onları beşinci sıraya indiriyor. Akhisar Belediyespor'un 30 yaş ve üzerindeki oyuncuları Bora Körk, Custodio, Hugo Rodallega, Milan Lukac, Landry N'Guemo, Douglao, Ricardo Vaz Te, Özer Hurmacı, Miguel Lopes ve Fatih Öztürk. İki kaleci Borak Körk ve Mlan Lukac'ı dışarıda bırakırsak diğer 8 oyuncu takımın iskeletini oluşturan isimler. Ama takımın ligin alt sıralarına demirlediğini düşünürsek, bu tecrübenin Akhisar'da en azından şimdilik çok fazla işe yaramadığını öne sürebiliriz.
Ligin 30 yaş ve üzeri oyuncu oynatma ortalamasının yüzde 23.5 olduğunu yazının başında belirtmiştik. Bu ortalamanın üzerindeki diğer takımlar yüzde 30.4'le Osmanlıspor, yüzde 28'le Bursaspor, yüzde 27.2'yle Fenerbahçe, yüzde 26.9'la Antalyaspor ve yüzde 25'le de Atiker Konyaspor. Biz şimdi ortalamanın altındaki takımlara ve performanslarına bakalım.
Gençlik işe yaramamış!
Listeye göz attığımızda ilk bakışta bile dikkati çeken bir durum var ortada. Tecrübeli oyuncu sayısı düşük takımların tamamı zirvenin uzağında hatta ligin diplerinde yer alıyor. Hızla yazarsak bu takımlar yüzde 19.2 ortalamayla Gaziantepspor, yüzde 18.5 ortalamayla Aytemiz Alanyaspor, yüzde 12 ortalamayla Gençlerbirliği, yüzde 9.5 ortalamayla Trabzonspor, yüzde 9 ortalamayla Adanaspor ve Kayserispor, yüzde 3.8 ortalamayla Çaykur Rizespor ile yüzde 3.7'yle Kasımpaşa.
Kasımpaşa ve Çaykur Rizespor'un şu ana kadar oynayan kadrolarında sadece birer oyuncu 30 yaş ve üzerinde. Kasımpaşa'da forma giyen 27 oyuncu arasında 30 yaş üzerindeki tek oyuncu 16 Temmuz 1985 doğumlu Fransız sol bek Olivier Veigneau. Çaykur Rizespor'da ise 2 Ocak 1986 doğumlu Mehmet Akyüz 30 yaş sınırını aşan tek oyuncu olarak listeye giriyor. Trabzonspor'da Jan Durica ve Dame N'Doye, Adanaspor'da Mauricio Ramos ve Ousmane Viera, Kayserispor'da da Umut Bulut ve Welliton 30 yaş üzerindeki oyuncular. Gençlerbirliği'nde de Selçuk Şahin, Orhan Şam ve Ante Kulusic takımın yaş ortalamasını yukarıya çekiyor. 
Ahmet Şahin (38)
Ligimizin 35 yaş üzerinde 7 oyuncusu bulunuyor ve içlerinde en yaşlısı da bu sezon Kardemir Karabükspor'un kalesini koruyan Ahmet Şahin. 22 Mart 1978 doğumlu tecrübeli kaleci, 16 Nisan 1978 doğumlu teknik direktörü Igor Tudor'dan da 25 gün daha büyük. Tudor, birkaç ay sonra 39 yaşını geride bırakacak kalecisi Ahmet'e "abi" diyor mu bilmiyoruz ama biz tecrübeli kaleciyi Spor Toto Süper Lig'in abisi ilân edebiliriz. Ahmet Şahin'in doğum tarihini artık hepimiz biliyoruz. Doğum yeri ise İstanbul. Futbola Yıldırım Bosnaspor'un altyapısında başladı ve 1996'da Karagümrük'te profesyonel oldu. Ardından o zamanki adı İstanbul Büyükşehir Belediyespor olan bugünün Başakşehir'inde üç sezon forma giydi. Bir takımda uzun süre kalmak yerine çok kulüp dolaşan oyunculardan biri olan Ahmet Şahin sonrasında Kocaelispor, Diyarbakırspor, Trabzonspor, Adanaspor, Samsunspor, Elazığspor, Balıkesirspor, Mersin İdman Yurdu ve Osmanlıspor'un kalelerini korudu. Bu sezon başından itibaren de Kardemir Karabükspor'da oynayan tecrübeli eldiven, Samsunspor, Balıkesirspor ve Mersin İdman Yurdu ile alt liglerde şampiyonluk sevinçleri yaşadı.
Bora Körk (36)
Spor Toto Süper Lig'in abiler kategorisindeki ikinci oyuncu da bir kaleci; Akhisar Belediyesporlu Bora Körk. 9 Haziran 1980 doğumlu 36 yaşındaki tecrübeli kaleci, İzmir doğumlu. Futbola İzmir'in köklü kulüplerinden Göztepe'de başladı. Sarı-kırmızılı formayla 2001-2003 arasında iki sezonda 18 Süper Lig maçına çıktı. 2004 ile 2006 arasında Malatyaspor'un kalesini 28 Süper Lig müsabakasında korudu.
Bir süre Sakaryaspor'da oynadı. 2009-2012 yılları arasında Ankaragücü'nde 12 Süper Lig maçına çıkan Bora Körk, 2011-2014 arasında Kardemir Karabükspor'un kalesini 15 Süper Lig maçında korudu. 2014-15 sezonunu 1. Lig takımlarından Şanlıurfaspor'da geçiren tecrübeli kaleci, bu sezon başında geldiği Akhisar Belediyespor'da Fatih Öztürk'ün iki yedeğinden biri.
Emre Belözoğlu (36)
Başakşehir'in kaptanı, 35 yaş üzeri yerli oyuncular arasında kariyeri en parlak olanı. Aslına bakarsanız onun için ligimizin en parlak kariyerli yerli oyuncusu demek de mümkün. 7 Eylül 1980 İstanbul doğumlu Emre Belözoğlu futbola Zeytinburnu altyapısında başladı. 1992'de Galatasaray altyapısına geçti ve 1997'den itibaren de A takım formasını sırtına geçirip üst üste dört lig şampiyonluğu yaşadı. 2000'deki UEFA Kupası şampiyonluğunun da baş aktörlerinden birisiydi ama cezası sebebiyle finalde forma giyememişti. Hemen ardından kazanılan Süper Kupa'da ise zaferin kahramanlarından biri yine Emre'ydi. İtalya'da dört sezon Inter formasını giydikten sonra 2005'te Premier Lig takımlarından Newcastle'a transfer oldu. 2008-2015 yılları arasında Süper Lig'de Fenerbahçe forması giyerken iki lig şampiyonluğu daha yaşadı. Geçtiğimiz sezonun başından itibaren Başakşehir formasını giyen ve takımının kaptanlığını da yapan Emre Belözoğlu, 93 kez formasını giydiği A Millî Takımımızla 2002'de dünya üçüncülüğü ve EURO 2008'de de yarı final oynama gururu yaşadı.
Selçuk Şahin (35)
Spor Toto Süper Lig'in en yaşlı dördüncü oyuncusu 31 Ocak 1981 Tunceli doğumlu Selçuk Şahin. 1999'da Hatayspor'da profesyonel olan, 2001-2003 sezonları arasında İstanbulspor'da forma giyen tecrübeli oyuncu, 2003'te transfer olduğu Fenerbahçe'de tam bir istikrar abidesi oldu. Sarı-lacivertli takımda pek çok teknik adam döneminde görev yapmayı başaran ve 12 sezonda 230 Süper Lig maçına çıkan Selçuk Şahin, bu süreçte beş lig şampiyonluğu yaşadı. Selçuk ayrıca Fenerbahçe'de üç Süper Kupa, iki de Türkiye Kupası zaferine ortaklık etti. 2015-16 sezonun ilk yarısını İsviçre'de FC Wil 1900 takımında geçiren Selçuk Şahin, geçen sezonun devre arasında Gençlerbirliği formasıyla yeniden Spor Toto Süper Lig'e döndü. Selçuk Şahin, A Millî Takımımızla da 25 maç oynadı.
Samuel Eto'o (35)
Listemizdeki iki yabancıdan biri ve en kariyerli oyuncu, Antalyaspor'un Kamerunlu yıldızı Samuel Eto'o. 10 Mart 1981 Douala doğumlu golcü, 15 yaşında altyapısına girdiği Real Madrid'in ardından Leganes, Espanol, Mallorca, Barcelona, Inter, Anzhi, Chelsea, Everton ve Sampdoria formalarını giydi. Geçtiğimiz sezon sürpriz bir biçimde Spor Toto Süper Lig takımlarından Antalyaspor'a transfer oldu. Real Madrid'le bir Kıtalararası Kupa, Barcelona ile üç lig şampiyonluğu, bir UEFA Süper Kupa, iki Şampiyonlar Ligi, Inter'le bir lig, bir UEFA Süper Kupa, bir Şampiyonlar Ligi, bir FIFA Dünya Kulüpler Kupası zaferleri yaşayan Eto'o, geçtiğimiz sezon da Antalyaspor'da attığı 20 golle, Süper Lig gol krallığı listesinin ikinci sırasında yer almıştı.
Volkan Demirel (35)
Listemizdeki yedi oyuncudan üçüncü kaleci de Volkan Demirel. 27 Ekim 1981 İstanbul Fatih doğumlu Volkan, 1999'da Kartal altyapısında başladığı futbol kariyerinde ilk profesyonellik tecrübesini de aynı kulüpte yaşadı. 2002 yılında transfer olduğu Fenerbahçe'de bir süre Rüştü Reçber'in yedeği olarak bekleyen başarılı file bekçisi, selefinin Barcelona'ya transfer olmasıyla devraldığı sarı-lacivertli kalede adeta bir istikrar abidesine dönüştü. 15 sezondur kaleci kazağını giydiği Fenerbahçe ile 340'ın üzerinde lig maçına çıkan Volkan Demirel, sarı-lacivertlilerde beş Süper Lig şampiyonluğu, üç Süper Kupa, iki Türkiye Kupası mutluluğu yaşadı. A Millî Takım formasını da 63 kez giyen Volkan Demirel, yarı final oynadığımız EURO 2008'de ay-yıldızlı kaleyi korudu.
Jan Durica (35)
Süper Lig'de 35 yaş üstü oyuncuların en genci, Trabzonspor'un 10 Aralık 1981 doğumlu Slovak stoperi Jan Durica. Futbola Dunajská Streda altyapısında başlayan tecrübeli stoper, 2003-2005 sezonları arasında eski adıyla Artmedia Bratislava, bugünkü adıyla Artmedia Petržalka'da forma giydi ve gösterdiği performansla Rusya Ligi takımlarından Saturn Moskova'ya transfer oldu. Burada geçirdiği iki sezonun ardından Lokomotiv Moskova'ya geçen, 2010'daki kiralık Hannover 96 tecrübesi dışında 8 sezon Moskova kulübünde ter döken Durica, sezon başından bu yana Süper Lig takımlarından Trabzonspor'da oynuyor. Durica, Slovakya Millî Takımı'yla da 70'in üzerinde maça çıktı.

Tuesday, November 29, 2016

Saturday, November 26, 2016

Kubilay Kanatsızkuş: Bursa fabrikasının son gol makinası

Oyuncu yetiştirme geleneğinin önemli temsilcilerinden Bursaspor'un son ürünü. Sercan Yıldırım, Muhammet Demir, Enes Ünal, Batuhan Altıntaş çizgisinin devamında bu sezon yeşil-beyazlı takımın on birinde Çek Millî Takımı'nın santrforu Tomas Necid'i yedek bırakarak yer alıyor. 1.90'lık boyu ve güçlü fiziğine dripling yeteneğini ve fulelerini de ekleyen 19 yaşındaki santrfor, kendine İbrahimovic'i örnek alıyor, Enes Ünal'ın yolunu denemek istiyor. 
Röportaj: Rasim Artagan
28 Mart 1997 Osmangazi doğumlusun. Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Hemen hemen her çocukta olduğu gibi ben de bebeklikten beri topu istemişim. Ondan sonra sokaklarda futbol oynaya oynaya büyüdüm aslında. Daha sonra Osmangazi'den Nilüfer'e taşındık. İlkokula orada devam ederken bir anda okul takımına seçildim. Daha sonra hocalar beğendi ve yola devam ettim.
Aileni tanıyabilir miyiz?
Babam İbrahim Kanatsızkuş, Bursa'daki küçük sanayide araba tamircisi. Annem Raşide Kanatsızkuş ev hanımı… Bir de ağabeyim var; Türker… O da babamın yanında çalışıyor. Ağabeyimle üç yaş var aramızda.
Ağabeyinin futbolla alakası var mıydı; yoksa ailenin topa meraklı çocuğu sen miydin?
Onun da küçükken futbola merakı vardı ama ona kısmet olmadı, bana oldu.
Futbolla tanışman ne zaman ve nasıl oldu?
İlkokul 3. sınıftaydım. Beden eğitimi öğretmenimiz Yasemin Ballısoy vardı. Beni okul takımına almıştı. Orada okul takımında oynadım. Abdurrahman Vardar İlköğretim Okulu… Buradan Canaydın İlköğretim Okulu'na geçtim. Nabiye Elitok isminde bir hocam vardı. O beni buldu. Sonra okulum değişti. O beni kendi takımına aldı. Beşevler Sanayi Spor vardı. Beni oraya da götürdü. Futbol nedeniyle 5. sınıfta okulumu değiştirdim. Orada bir sene oynadıktan sonra Bursaspor istedi. Ailemle bir karar verdim ve Bursaspor'a geçtim.
Seni isteyen kimdi?
Ersel Altıparmak vardı rahmetli. Kendisini hatırlıyorum. 12-13 yaşındaydım.
O zaman da fiziğin böyle miydi? O yaş kategorisindeki arkadaşlarından farkın var mıydı?
Hiç yoktu. Hepimiz aynıydık hatta ben daha küçüktüm. Bir anda boyum uzadı.
Boyunun uzaması hangi yaşlara tekabül ediyor?
14-15 yaşındaydım. Hatta bir anda uzadığım için bir dönem sıkıntı çektim. Çünkü bir anda uzayınca koordinasyon bozukluğu oldu. Teknik anlamda sıkıntılar yaşadım. Ondan sonra yavaş yavaş toparladım.
Bursaspor'un altyapısındaki eğitim sürecini bize anlatır mısın?
Gerçekten Bursaspor altyapısı çok kaliteli. Oynayan her oyuncu kaliteli. İnşallah daha niceleri de çıkacaktır. Belirli kurallar var. Yemekler çok iyi. Futbol oynama şartları, imkânları çok iyi. Futbol oynamak için bize her şeyi veriyorlar.
Bursaspor'un altyapısı son yıllarda çok verimli işler yapıyor; Türk futboluna Enes Ünal, Serdar Aziz, Volkan Şen, Ozan Tufan gibi çok önemli yıldızlar kazandırdı. Bu süreci en iyi yaşayan birisi olarak sence bunun sebebi nedir?
Doğru çalışmalar yapılıyor. Profesyonelce işler yapılıyor. Artık Bursaspor altyapıda bir marka haline geldiği için daha çok tercih ediliyor. Şehir dışından birçok arkadaş geliyor. Şehir dışından Fenerbahçe'ye, Galatasaray'a da gidebilirsin. Ama Bursaspor artık çok kaliteli olduğu için genelde herkes burayı tercih ediyor. Tamamen büyük bir marka haline geldi Bursaspor…
Bursaspor'dan çıkan bunca yıldız oyuncunun sana ve senin gibi gençlere katkısı nedir?
Ben geçen sene ilk A takıma çıktığımda Serdar ağabeyler benimle çok ilgilenmişti. Altyapıdan gelen her oyuncuya takımdakiler çok yardımcı oluyor. Biz de onları göre göre alttan gelen oyunculara yardım ediyoruz. Kendimize daha çok çeki düzen veriyoruz.
Seninle birlikte futbola başlayan birçok arkadaşın bugün futbolcu olamadı ama sen yolunda emin adımlarla yürüyorsun. Bunun sebebi nedir?
Ben futbolu benimsedim diyebilirim. Yatıp-kalkıp futbolla ilgileniyorum. Kendimi adadım. Başka bir şey düşünmedim. "Ya futbol, ya futbol" dedim.
Peki, eğitim hayatın nasıl gidiyor?
Liseyi bitirdim ama üniversiteye devam etmedim. Üniversiteye bir gün gidebilirim. Futbola çok önem verdiğim için eğitimim biraz aksadı ister istemez. İdmanlar, maçlar çok araya girdi. Ama üniversiteye gitmeyi bir gün mutlaka istiyorum.
Bursaspor'un altyapısında ince bir detay daha var. O da yakın gelecekte Enes Ünal, Batuhan, daha önceden de Sercan Yıldırım gibi bir çok golcü futbolcuyu Türk futboluna kazandırmasıydı. Sen de santrfor oynuyorsun. Golcülerin bu kadar sık oluşunun özel bir sebebi var mı?
Aslında her mevkiden oyuncu çıkıyor. Ertuğrul var mesela stoper. Serdar ağabey var, Ozan var… Sadece golcüler çıkıyor gibi bir duruma katılmıyorum. Bu bence tamamen bir şans…
Teknik Direktör Hamza Hamzaoğlu ile güzel bir ilişkin var. Geçen sezonun sonuna doğru seni A takıma aldı. Bu sezon da sana sürekli şans veriyor. Aranızdaki ilişkiyi nasıl anlatırsın?
İlk olarak Ertuğrul Sağlam Hocamızın döneminde A takıma çıkmıştım. Forma giymemiştim ama idmanlarda yer alıyordum. Hamza Hoca geldikten sonra genç oyuncularla çok ilgilendi sağ olsun. Bize güveniyor. Kupa maçlarında bana şans verdi. Bu şansı da iyi değerlendirdiğimi düşünüyorum. Benden çok şey bekliyor. İnşallah kendisini yanıltmayacağım.
Kadronuzda Tomas Necid gibi Çek Millî Takımı'nın golcüsü var. Ancak Hamza Hamzaoğlu, Necid yerine genç yaşına rağmen seni tercih ediyor. Bu durum da daha önce çok görülmüş bir şey değil. Sence bunun sebepleri nelerdir?
Hem Hamza Hoca gençlere çok önem veriyor hem de biz de iyi çalışıyoruz. Sanırım bu sebepler yüzünden de hocamızın böyle bir takdiri var. Necid'le de çok güzel anlaşıyoruz. Bana çok yardımcı oluyor.
Çok iyi oyunculardan kurulu bir takımınız var. Ancak Pablo Batalla'yı biraz ayrı tutmak gerekir. Batalla gibi özel bir oyuncuyla oynamak nasıl bir durum?
Taraftarın sevgilisi gerçekten. Biz de kendisini örnek alıyoruz. İlerleyen zamanlarda inşallah onun gibi oluruz. Takım içinde çok iyi. Herkese saygı duyuyor. Herkese bir şeyler katmaya çalışıyor. Hata yapanlara hatalarını söylüyor. İyi bir lider. Takımı saha içinde çok iyi yönetiyor. Sağlam karakterli. Örnek bir kişiliği var. Bu durum da bize çok fazla etki ediyor.
Çok genç yaşta Süper Lig seviyesinde forma giyiyorsun. Süper Lig'de forma giymek nasıl bir durum. Oradaki seviyeyi senin gibi genç oyunculara da örnek olması açısından bize anlatır mısın? Farkları nelerdir?
İlk zamanlar tabiî ki zorlanıyorsunuz. Ben hâlâ zorlandığımı düşünüyorum. Daha iyi olabilirim. Ama bu zamanla geçecek bir şey. Tempo çok yüksek seviyede. U21'de oynarken Süper Lig'e geldim ve tempo gerçekten çok fazla. Ama şimdi yavaş yavaş alışıyorum. O seviyeye çıktığımı hissediyorum. İlk oynadığım maçla şu an arasında çok fark var.
Millî Takım konusuna gelelim… Millî Takım serüvenini anlatır mısın bize…
Geçen sene U19'da ilk kez çağrıldım. Antalya'da, Çek Cumhuriyeti ile karşılaşmıştık. İlk orada oynadım. Millî formayı giymek çok farklı bir duygu. Kırmızı formayı sırtına geçirince tüylerin diken diken oluyor. Seçilmiş insan olmak ayrı bir duygu. Futboluma da çok büyük motivasyon oluyor. Ne veriyorsan, daha fazlasını vermen gerekiyor.
Daha önce de belirttiğimiz gibi Bursaspor'un altyapısından A Millî Takım'a kadar yükselen bir çok oyuncu var. Sen de bunlardan birisi olabileceğin ihtimalini düşündüğün zaman neler geliyor aklına? Ay-yıldızlı formayla alâkalı hayallerini anlatır mısın?
A Millî Takım'ın düşüncesi bile çok farklı. İnşallah bunu bir gün başarırım. Bu duygularımı çok anlatamıyorum. Anlatılmaz, yaşanır derler ya aynen öyle… 
1.90'lık boyunla çok dikkat çekici bir fiziğin var. İyi bir golcü olabilmek için ekstra çalışmalar yapıyor musun? Eksik bulduğun yönlerini de bizimle paylaşır mısın?
Vakıfköy Tesislerimizde eksik giderme idmanlarını hocalarımızla birlikte yapıyoruz. Oynadığımız maçlardan sonra yardımcı hocalarımızla analizler yapıyoruz. Hatalarımızı söylüyorlar. Onların üzerine çalışıyoruz. Kendi eksiklerime gelecek olursak son vuruşlarıma ve kafa toplarıma çok çalışmam gerekiyor. Daha iyi olmam lâzım.
Bursa'da nasıl bir hayatın var? Boş vakitlerini nasıl değerlendiriyorsun?
Boş vakitlerimde bol bol dinleniyorum. Belli bir süre uyumanız gerekiyor. Ailemle vakit geçiriyorum. Bazen dışarı çıkıyorum ve arkadaşlarımla oturup sohbet ediyoruz. Ama konu yine futbol oluyor. Hobilerim Play-Station oynamak… Bir de korku evlerine gidiyoruz arkadaşlarımla… Bursa'da bazı yerler var. Oradaki evlerin içinde oynayan adamlar var; sizi korkutmaya çalışıyorlar. Ama korku filmlerini sevmiyorum.
Kariyer planlamanı nasıl yapıyorsun? Bursaspor'dan çıkıp da Enes Ünal gibi, Volkan Şen, Ozan Tufan, Serdar Aziz gibi farklı yollara giden birçok örnek var önünde… Sen nasıl bir yol izleyeceksin?
Öncelikle hedefim Bursaspor… Burada sağlıklı bir şekilde oynamam gerekiyor. Ondan sonra Avrupa olabilir… Enes Ünal'ın yolundan gidebilirim.
Kendine en çok hangi futbolcuyu, neden örnek alıyorsun?
Aslında birçok oyuncu var. Klasik İbrahimoviç diyebilirim. Fiziğimiz biraz benziyor. Ama tabiî o biraz uç nokta… Kun Agüero'yu çok beğeniyorum. Türkiye'de şu an Eren Derdiyok çok iyi…


Saturday, November 12, 2016

Edin Visca: Süper kahraman

Başakşehir'in başarısındaki baş aktörlerden biri olan Boşnak forvetin roman gibi bir hayatı var. Yugoslavya'daki iç savaş sırasında bombalardan üç yıl boyunca dağlara kaçarak kurtulan, savaş yüzünden futbola 15 yaşında başlayabilen, üstün yetenekleri sayesinde Bosna-Hersek U19 Millî Takımı'na 16 yaşındayken davet edilen başarılı forvet, kaderin ufak bir dokunuşuyla geldiği Başakşehir'de 2011'den bu yana istatistik rekorları kırıyor.


17 Şubat 1990 Olovo doğumlusun. Nasıl bir çocukluk geçirdin?
Doğduğum zaman orası Yugoslavya topraklarıydı. Aklımda kalan bazı şeyler var orayla ilgili. Ben 2 yaşındayken savaş başladı ve 5 yaşındayken de sona erdi. Hatırladığım kare kare olan şeyler evden dağ eteklerine kaçışımız… Çünkü evimizde güvende olmuyorduk ve dağ eteklerine kaçmamız gerekiyordu. Savaşla ilgili aklımda kalan hatıralar bunlar. Hayatta kalmak için dağa kaçmamız gerekiyordu. Savaş zamanlarıyla ilgili soru sormak isterseniz sorabilirsiniz.
Benim için de çok zor bu soruları sormak. Hiç birimizin yaşanmasını istemediğimiz savaşla sen 2 yaşındayken karşı karşıya kaldın. Bu nasıl bir tecrübeydi. Biraz daha derine inebilir miyiz?
Savaş bir insanın, bir milletin başına gelebilecek en kötü şey. Sizi de anlıyorum. Çünkü bu tecrübeyi sormak da gerçekten çok zor. Benim açımdan anlatmak da zor. Şunu söyleyebilirim. Savaş zamanı okul yok, yemek yok, temel ihtiyaçlardan mahrumsunuz. Çünkü savaş zamanı aklınızdaki tek şey "Hayatta nasıl kalırım?" sorusu. Benim yaşadığım kasabanın 15 kilometre ilerisinde savaş çok şiddetli bir şekilde yaşanıyordu. Zaten askerlik çağında olan herkes bu savaşa katılıyordu ancak kadınlar ve çocuklar bu dönemde kaçmak zorundaydı. Ben sürekli uçaktan atılan bombaların sesini duyuyordum. Bombalar bize 15 kilometre uzakta patlasa bile gürültüsü şehir merkezine geliyordu. Ondan dolayı da o dönem aklımızda olan tek şey hayatta kalabilmekti. Yemek kısıtlıydı. Okul yok, hiçbir şey yok. Bu herkes adına yaşanan çok kötü bir deneyimdi.
Aileni tanıyabilir miyiz?
Savaşın ne yazık ki halkımın ve ailemin üzerinde kalıcı etkileri oldu. Babam da savaştaydı. Bilfiil mücadele etti. Şu anda iyi ama savaştan sonra bir hastalık geçirdi ve hâlâ bu hastalığın etkileri sürüyor. 20 yıl oldu… Kendisi sürekli bazı ilaçları kullanmak zorunda. Psikolojik olarak hâlâ etkilerini yaşıyor. Şu an tabiî ki daha iyi ama etkileri maalesef sürüyor. Şöyle düşünün. En yakın arkadaşlarından birisi o zaman 20 yaşında… Savaşta hayatını kaybediyor. Kuzenim gözünü kaybetti. Bunun gibi parçalanan aileler oldu. Kocasını, babasını, dedesini kaybedenler oldu. Benim ailemde bu kadar kalıcı bir etki yaşanmadı ama etkileri oldu. Bir kız ve bir erkek kardeşim var. Şu an kendi ailelerini kurdular. Ancak savaştan sonra normale dönmek çok uzun zaman aldı. Okulu bırakanlar oldu, işini kaybedenler oldu. Çok şükür şu anda her şey daha iyi. Ekonomik anlamda Türkiye seviyesinde değiliz ancak her şey çok daha iyi şu anda.
Saraybosna'ya gittim ve savaşın büyük etkisini gözlerimle gördüm. Kurşun delikleri bile duvarlarda halen duruyor. Ancak kötü günler geride kaldı. Biz yine futbola dönelim. O zor zamanlarda futbolla nasıl tanıştın? Bir yanda hayatta kalma savaşı verirken bu büyük yeteneğin ortaya nasıl çıktı?
15 yaşına kadar hiçbir altyapı eğitimi almadım. Sokaklarda top oynuyordum. Savaştan sonraki süreçte futbola tutkuyla bağlandım. O zamanlar kendi köyümde bir altyapı olmadığı için 15 yaşına kadar sadece sokaklarda oynuyordum. Başka şehirde bir kuzenim vardı. Erkek kardeşim, kuzenimle konuştu, "Senin yaşadığın yerde futbol kulüpleri var. Edin futbolu çok seviyor. Onu alıp götürür müsün?" dedi. O şekilde başka bir şehre gittim. 2. Lig'de bir takım vardı. O takımın da altyapı imkânları vardı. 15 yaşından sonra futbolda bir şeyler öğrenmeye başladım.
O takım FK Buducnost Banovici'ydi. Buradaki günlerini anlatır mısın?
Oraya gittiğimde 2 sezon boyunca U15 takımında oynadım. Ancak gelişimim çok hızlı olduğu için 16.5 yaşındayken beni A takıma aldılar. Bu takım normalde bir sezon öncesi 1. Lig'de yer alıyorken 2. Lig'e düşmüştü. 16.5 yaşındayken A takımda oynamaya başladım. O zamanki pozisyonum orta sahanın göbeğindeydi. Ve o halimle de normalde yaş grubum U16, U17 iken U19 Millî Takımı'na çağrıldım. İki sezon sonra da Zeljeznicar'a transferim gerçekleşti.
15 yaşında futbola başlayıp 16.5 yaşında Bosna-Hersek U19 Millî Takımı'na yükselecek kadar hızlı bir gelişim gösteriyorsun. Bunun sebebi yaşadığın zor günler olabilir mi?
Kesinlikle… Geçmişte yaşadığım zorluklar beni olgunlaştırdı. Savaştan sonra babam çok küçük paralara çalıştı ve biz büyük, geniş bir aileydik. Bizim evde babam, annem, kız kardeşim, erkek kardeşim, ben, dedem ve büyükannem vardı. Kıt kanaat geçiniyorduk. Yeri geldiğinde köyde bulduğum işlerde çalıştım. Aileme yardımcı oldum. Elime futbol gibi büyük bir fırsat geçmişken bu fırsatın kaçmasına göz yumamazdım. Kendime çok uzun vadeli hedefler koymadım. Günbegün yaşadım. Kısa vadeli hedefler koydum. Bu fırsatı en iyi şekilde değerlendirmem gerekiyordu. Bu süreçte bana inanan hocalar da oldu. İyi antrenörlerle karşılaştım. Onların bana duyduğu güveni ve verdikleri fırsatı en iyi şekilde geri ödemek istedim. Şu an bulunduğum yerdeyim.
26 yaşında olmana rağmen hayattan çok büyük tecrübeler edinmişsin ve bu her halinle belli oluyor. Büyük bir olgunluk var üzerinde…
Toptan baktığınız zaman 2 sene altyapı, 2 sene de A takım kariyerim oldu ve sonra transfer oldum. Ama küçük yaşta bunları yaşamak bana çok büyük tecrübe kattı.
2010-2011 sezonunu Bosna-Hersek Premier Ligi ekiplerinden Zeljeznicar takımında geçirdin. İlk sezonunda Şampiyonlar Ligi tecrübesi yaşadın. Bu zor günlerden geldikten sonra Şampiyonlar Ligi senin için nasıl bir tecrübeydi? Sahaya çıktığın anı hatırlıyor musun?
Evet, çok iyi hatırlıyorum. Bir sezon 1. Lig'de oynadıktan sonra her şey hızlı gelişti ve Şampiyonlar Ligi'nde oynadım. Bunda o zamanki hocalarımın da büyük katkısı vardı. Ayrıca takımda benden büyük ve tecrübeli futbolcular bana çok yardımcı oldu. O süreçten bu sürece gelmemde hepsinin büyük katkısı vardı.
2011-2012 sezonunda yolun o zamanki İstanbul Büyükşehir Belediyespor ile kesişti. Seni kim keşfetti? Transfer hikâyeni bize anlatır mısın?
O sezon Zeljeznicar olarak sezon başı kampımız Slovenya'daydı. İstanbul Büyükşehir Belediyespor da oradaydı. Kendileriyle bir hazırlık maçımız vardı. Maçımız normalde 18.00'de başlayacaktı. Ancak biz 17.30'da geldik. Biliyorsunuz ki maça çok daha önce gelmek gerekiyor. Üstüne hakem de geç geldi. Karşılaşma oynanacak mı, oynanmayacak mı diye bir belirsizlik oluştu. Ama ufak dokunuşlar gerçekten insanın hayatını değiştirebiliyor. Sonucunda uzlaşma sağlandı ve maç oynandı. O gün o maçı oynamasaydım bugün burada hiç olmayacaktım belki; bambaşka bir yerde olacaktım. O gün sol açık oynadım. İyi de oynadım. Zaten kulübümle kontratım bir sene içinde bitiyordu. Oradaki performansımdan sonra Abdullah Avcı Hocam da benimle ilgilenmeye başladı ve transferim 20 gün içinde bitti.
İstanbul'da uçaktan indiğin an, bir gün buraya kadar gelebileceğini hayal ediyor muydun?
Daha önce belirttiğim gibi kendime hiçbir zaman uzun vadeli hedefler koymadım. Uçaktan indiğim gün de uzun vadeli hedeflerim yoktu. Dediğim gibi sezon başlamadan 20 gün önce geldim. Bosna-Hersek Ligi çok başka bir lig, burası çok başka bir lig. Türkiye'deki takımların kalitesi çok daha yüksek. Oyuncuların çok kaliteli olduğu, çok daha farklı bir havada gerçekleşen bir lige gelmiştim. Takıma adaptasyon sürecim çok önemliydi. Şöyle düşünün. Genç yaşta buraya geliyorsunuz. 20 gün sonra ilk maçınıza çıkıyorsunuz ve Galatasaray'a karşı oynuyorsunuz, ilk 11'de sahaya çıkıyorsunuz ve maçı 2-0 kazanıyorsunuz. Bu benim için çok büyük bir olaydı. Dediğim gibi hiçbir zaman uzun vadeli hedefler koymadım. Gün gün, sezon sezon yaşadım. Şu anda da olduğum yerdeyim.
20 günde takıma adapte olduğunu gözlemledik. İlk sezonda Süper Lig'de 33, Süper Final Avrupa Ligi Grubu'nda 3, Ziraat Türkiye Kupası'nda da 1 maç forma giydin ve 2343 dakika gibi rekor bir süreye ulaştın. İlk sezonunda neler doğru gitti de hiç zorluk çekmeden, alışma süreci yaşamadan başarılı olabildin?
Zaten buraya gelirken çok odaklı gelmiştim. Buranın beklentilerini öğrenip, bu beklentilere göre tecrübeler edindikten sonra çok daha farklı yerlere ulaşacağımı biliyordum. Ama buraya adaptasyondaki en büyük etken tabiî ki Abdullah Avcı Hocam… Bana çok güvendi. Her zaman arkamda durdu. Başka hoca olsa belki kötü oynayan oyuncusunu bir maç sonra oynatmazdı. Ancak Abdullah Hoca bunun tam tersini yaptı. Mesela oynadığımız bir Fenerbahçe maçı vardı. 4-1 kaybetmiştik. O maçta kötüydüm. 50. dakikada oyundan alınmıştım. Başka hoca olsa bir sonraki maç oynatmayabilirdi ama Abdullah Hoca bunu yapmadı. Diğer maçta 3-0 kazanmıştık ve ben üç asist yapmıştım. Genç oyuncular için güven çok önemli. Abdullah Hoca bana bu güveni verdi. Gelişimimdeki en büyük etken Abdullah Avcı'dır. Ondan sonra gelen isim de o dönem kalemizi koruyan Kenan Hasagiç'tir. Kendisi de Bosnalı. Benim adaptasyonumu kolaylaştıran en büyük etkenlerden birisiydi. Bana sürekli neler yapmam gerektiğini anlattı. Türkiye'de istenilen, beklenilen nedir anlattı. Bana çok yardımcı oldu. İyi takım arkadaşlarım vardı. Mesela Ekrem Ekşioğlu vardı. Çok konuşurdu benimle. Forvetimiz Webo'ydu. Çok konuşurdu benimle. Çok tecrübeli bir oyuncuydu. İyi bir arkadaşlık vardı. Takım arkadaşlarım çok iyiydi, hocamız iyiydi, ekibimiz iyiydi ve bugünlere geldim.
Başakşehir her sezon üzerine koyarak ilerleyen çok başarılı bir kulüp. Sen de neredeyse altyapıdan beri adım adım bu ilerleyişin safhalarında yer aldın. Başakşehir'i bize nasıl anlatırsın? Nasıl bir sistemi var Başakşehir'in?
Başakşehir benim kulübüm. Dediğiniz gibi kendimi burada altyapıdan çıkmış gibi hissediyorum. Her şeyini gördüm, her şeyini yaşadım buranın. İlk Süper Lig'deki zamanını yaşadım… Bir alt lige düşme zamanını yaşadım. Orada şampiyonluk yaşadım ve yeniden Süper Lig'e döndük. Buradaki her dönemi gördüm. Duyduklarım, gördüklerim ve bildiklerim kadarıyla Başakşehir diğer kulüplerden daha farklı bir kulüp; özel bir kulüp. Şu anda hayatta futbol ve maddi anlamda sahip olduğum ne varsa Başakşehir'e borçluyum. Bu şekilde düşünüyorum. O yüzden de Başakşehir'in bana verdiklerini geri ödemeye çalışıyorum. Çünkü kendimi borçlu hissediyorum. Ben buralara geldiysem her şey Başakşehir sayesinde… Başakşehir gençlere önem veren bir kulüp. Ben genç yaşta geldim ve 1 sene benden ne istendiğini anlamakla geçti. Bugün takımımızda Cengiz diye bir oyuncu var. Çok genç ve iyi bir oyuncu. Büyük potansiyeli var. Umarım bu şans Cengiz'e de verilir. Umarım Cengiz beni de geçer ve benden çok daha iyi yerlere gelir. Böyle bir kulübümüz var.
Anladığım kadarıyla kendini Başakşehir'e ait hissediyorsun. Süper Lig'den düştüğünüz zaman bu yüzden mi ayrılmadın takımdan?
Takım düştüğü zaman ayrılan ve ayrılmak isteyen oyuncular oldu. Kalanlar da oldu. Takım düştüğü zaman Başkanımız bana, "Edin bir yere gitmeni istemiyoruz. Sana güveniyoruz. Bu takım geri dönecek. Bu takımı hep beraber Süper Lig'e çıkartacağız" demişti. Ben de, "Tamam" demiştim. 2. Lig'deki maçlarımıza baktığımız zaman birçok maçta sağ bek oynadım. Ama bunu da hiçbir zaman dert etmedim. Amacımız takımı yeniden buraya çıkarmaktı. Dediğiniz gibi kendimi buraya ait hissediyorum. Takımı düşürdük ve yeniden geri çıkardık. Başka bir yere gitmeyi istemedim.
Başakşehir'deki performansınla doğru orantılı olarak Bosna-Hersek Millî Takımı'nın da formasını istikrarlı bir şekilde terletiyorsun. Takımınla yakaladığın en büyük başarı 2014 yılında Dünya Kupası'na gitmekti. O arenada boy gösterdin. Şu anda Türkiye de Bosna-Hersek de yine Dünya Kupası'na gidebilmek için uğraş veriyor. Dünya Kupası'nda forma giymek nasıl bir duygu? Bunu bize nasıl anlatırsın?
Bir futbolcunun kariyerindeki en büyük başarı Dünya Kupası'nda oynamaktır ve bu bana da nasip oldu. Dünya Kupası elemelerini başarıyla geçtik ve finallere kaldık. Bunlar bizim için çok güzel anlardı. İlk maçımızı Maracana Stadı'nda Arjantin'le oynadık. Karşınızda Messi var. Ben o maçta sonradan oyuna girdim. Bunlar kolay kolay hafızalardan çıkmayacak çok güzel anılar. Şöyle düşünün; 15 sene içinde bir ülke doğuyor ve bu ülke kısacık geçmişine rağmen Dünya Kupası'na gidiyor. Öyle anlar yaşandı ki; insanlar Bosna-Hersek'te bizi gördüklerinde ağladı. İnsanlar çok duygu yüklüydü. Yıkılan bir devlet, savaşan bir devlet ortaya çıkıp Brezilya'daki Dünya Kupası'nda kendisini temsil ediyor. O kadroda Edin Dzeko vardı. Dzeko'nun İngiltere'de ilk senesiydi. Ne olursa olsun bu oyuncular oraya geldiği zaman herkesin aklında Millî Takım vardı. Herkes çok duygusaldı. Özellikle Millî Marşımız okunurken çok duyguluyduk. Çok güzel anılardı. Bir oyuncunun yaşayabileceği mükemmel anılardı. Bir de şöyle bir şey var; ben, ağabeyim ve babamdan hep Maracana Stadı'nı duyuyordum. Kulağımda hep bu stadın adı vardı. Çocukluğum bunu duymakla geçti. Sonra o statta maç oynamak bana nasip oldu. Köyüme döndükten sonra insanlar bana, "Dünya Kupası'nda oynadın. Maracana'da oynadın. Artık futbolu bırakabilirsin" diyordu. Orayı çok üst seviyede görüyorlardı. Büyük bir olaydı bizim için.
Bosna-Hersek son zamanlarda çok iyi bir ivme yakaladı ve dikkatleri üzerine çekiyor. Avrupa Şampiyonası'na gidemediniz ancak Dünya Kupası yolunda 3 maçta 2 galibiyet elde ettiniz ve 9 puanlı Belçika ile Yunanistan'ı 6 puanla kovalıyorsunuz. Estonya, Güney Kıbrıs ve Cebelitarık'ın da yer aldığı H Grubu'nu değerlendirir misin?
Şu gerçeği kabul etmek lâzım. Belçika, Avrupa'nın en iyi takımlarından bir tanesi. Kadrosuna baktığımız zaman zaten üst seviyede oynayan çok kaliteli oyuncular var. Belçika gerçeğini herkesin kabul etmesi lâzım. Onlar, gruptaki takımların bir seviye üstünde. Bence biz burada Yunanistan'la çekişiriz. Bir sonraki maçımız Yunanistan'la… O maçı alırsak ikinci olarak Play-Off'lardan gidebiliriz.
Millî takımlardan konu açılmışken Türkiye'ye değinmeden olmaz. Ligimizde forma giyen bir oyuncu olarak Millî Takımımızı nasıl buluyorsun?
İzlanda ve Ukrayna maçlarını izledim. Bu ülkeyi çok seven birisi olarak alınan sonuçlara üzüldüm. Çünkü Türkiye'nin çok iyi oyuncuları var. İyi sonuçlar gelebilirdi. Ama Türkiye'nin ikincilik pozisyonu var. Play-Off'lardan gidebilir. Ben Bosna-Hersek ve Türkiye'nin birlikte Dünya Kupası'na gitmesini çok isterim.
Edin Visca, Bosna-Hersek'ten geldi ve Türkiye'de kendisine bir yer edindi. Bundan sonraki hikâyeni hayal ettin mi? Hedeflerinden bahsedelim…
Öncelikle şunu söyleyeyim. Daha önce de söylediğim gibi sahip olduğum her şeyi Başakşehir'e borçluyum… Bundan dolayı da yazın teklifler olmasına rağmen hocam ve başkanımla konuştuğum zaman bana, "Biz daha iyi bir kadro kuracağız. Hedeflerimiz büyük. Bu yüzden kalmanı istiyoruz" dediler. Ben de burada kaldım. Kaldığım için de çok mutluyum. Hedef olarak baktığınız zaman Süper Lig'e yükseldikten sonra ilk iki sezonu dördüncü sırada bitirdik. Bir sonraki hedefimiz daha yukarı çıkmak. Uzun vadeli hedefimiz zaten şampiyonluk. Şu an için demiyorum ama bunu… Çünkü buradaki herkesin ayaklarını yere sağlam basması gerekiyor şu an… Uzun vadede şampiyonluk neden olmasın? Bu sezonki hedefimiz dördüncülüğün üzerine çıkmak. Şöyle de bir gerçek var. Bu kulüpte herkes çok çalışıyor. Futbolcular da teknik ekip de personel de işini çok iyi yapıyor. Böyle çalışan bir grup, Türkiye'de üst sıralarda yer almayı hedefliyor. İlerisi içinse Avrupa'da üst düzey bir ligde, üst düzey bir takımdan teklif olursa ve her şeyden önce eğer bu teklif Başakşehir'in lehine olursa, kulübüm mutlu olursa düşünebilirim.
Artık iyi bir İstanbullu sayılırsın. İstanbul'da boş zamanlarını nasıl değerlendiriyorsun?
İstanbul'da kendimi evimde gibi hissediyorum. Bunun sebebi de kültürel benzerlikler. Kültürümüz çok benzer. Yemeklerimiz çok benzer. Onun dışında bir oyuncunun zaten çok fazla boş zamanı olmuyor. Belli bir süre dinleniyorum. Akşamları eşimle ya da arkadaşlarımla dışarıda yemek yiyoruz, kahve içiyoruz. Bazen kuzenlerim geliyor, onlarla geziyorum. İstanbul'da çok mutluyum.

Friday, June 03, 2016

EURO 2016 Takım Kadroları



Grup A

FRANSA
Kaleciler: Benoit Costil (Rennes), Hugo Lloris (Tottenham), Steve Mandanda (Marsiglia).
Defans: Lucas Digne (Roma), Patrice Evra (Juventus), Christophe Jallet (Lione), Laurent Koscielny (Arsenal), Eliaquim Mangala (Manchester City), Samuel Umtiti (Lione), Bacary Sagna (Manchester City), Adil Rami (Siviglia).
Orta Saha : Yohan Cabaye (Crystal Palace), N'Golo Kanté (Leicester), Blaise Matuidi (Psg), Paul Pogba (Juventus), Morgan Schneiderlin (Manchester United) Moussa Sissoko (Newcastle).
Forvet: Kingsley Coman (Bayern), Andrè-Pierre Gignac (Tigres), Olivier Giroud (Arsenal), Antoine Griezmann (Atletico Madrid), Anthony Martial (Manchester United), Dimitri Payet (West Ham).

İSVİÇRE 
Kaleciler: Yann Sommer (Borussia Moenchengladbach), Roman Burki (Borussia Dortmund), Marwin Hitz (Augsburg).
Defans: Stephan Lichtsteiner (Juventus), Nico Elvedi (Borussia Moenchengladbach), Michael Lang (Basilea), Johan Djourou (Amburgo), Steve von Bergen (Young Boys), Fabian Schar (Hoffenheim), Francois Moubandje (Tolosa), Ricardo Rodriguez (Wolfsburg).
Orta Saha : Valon Behrami (Watford), Blerim Dzemaili (Genoa), Gelson Fernandes (Rennes), Fabian Frei (Mainz), Granit Xhaka (Arsenal), Xherdan Shaqiri (Stoke), Denis Zakaria (Young Boys).
Forvet: Breel Embolo (Basilea), Haris Seferovic (Eintracht Francoforte), Admir Mehmedi (Bayer Leverkusen), Eren Derdiyok (Kasimpasa), Shani Tarashaj (Grasshopper).

ARNAVUTLUK 
Kaleciler: Etrit Berisha (Lazio), Alban Hoxha (FK Partizani), Orges Shehi (KF Skenderbeu).
Defans: Arlind Ajeti (Frosinone), Naser Aliji (FC Basel), Mergim Mavraj (FC Colonia), Lorik Cana (FC Nantes), Elseid Hysaj (Napoli), Ansi Agolli (Qarabag), Frédéric Veseli (FC Lugano).
Orta Saha : Ledian Memushaj (Pescara), Ergys Kace (PAOK), Andi Lila (Janina), Migjen Basha (Como), Odise Roshi (Rijeka), Burim Kukeli (FC Zurich), Ermir Lenjani (FC Nantes), Taulant Xhaka (FC Basel), Amir Abrashi (Fribourg).
Forvet: Bekim Balaj (Rijeka), Sokol Cikalleshi (Basaksehir), Armando Sadiku (FC Vaduz), Shkelzen Gashi (Colorado Rapids).

ROMANYA
Kaleciler: Ciprian Tătărușanu (Fiorentina), Costel Pantilimon (Watford), Silviu Lung (Astra)
Defans: Cristian Săpunaru (Pandurii Tg. Jiu), Alexandru Mățel (Dinamo Zagreb), Vlad Chiricheș (Napoli), Valerică Găman (Astra Giurgiu), Dragoș Grigore (Al Sailiya), Cosmin Moți (Ludogorets), Răzvan Raț (Rayo Vallecano), Steliano Filip (Dinamo).
Orta Saha : Mihai Pintilii (FC Steaua București), Ovidiu Hoban (Hapoel Be'er Sheva), Andrei Prepeliță (Ludogorets), Adrian Popa (FC Steaua București), Gabriel Torje (Osmanlispor), Alexandru Chipciu (FC Steaua București), Nicolae Stanciu (FC Steaua București), Lucian Sănmărtean (Al Ittihad).
Forvet: Claudiu Keșeru (Ludogorets), Bogdan Stancu (Genclerbirligi), Florin Andone (Cordoba), Denis Alibec (Astra).


Grup B

İNGİLTERE
Kaleciler: Joe Hart (Manchester City), Fraser Forster (Southampton), Tom Heaton (Burnley).
Defans: Gary Cahill (Chelsea), Chris Smalling (Manchester United), John Stones (Everton), Kyle Walker (Tottenham Hotspur), Ryan Bertrand (Southampton), Danny Rose (Tottenham Hotspur), Nathaniel Clyne (Liverpool).
Orta Saha : Dele Alli (Tottenham Hotspur), Ross Barkley (Everton), Eric Dier (Tottenham Hotspur), Jordan Henderson (Liverpool), Adam Lallana (Liverpool), James Milner (Liverpool), Raheem Sterling (Manchester City), Jack Wilshere (Arsenal).
Forvet: Wayne Rooney (Manchester United), Harry Kane (Tottenham Hotspur), Jamie Vardy (Leicester City), Daniel Sturridge (Liverpool), Marcus Rashford (Manchester United).

RUSYA

Kaleciler: Igor Akinfeev (CSKA Mosca), Yuri Lodygin (Zenit), Guilherme (Lokomotiv Mosca).
Defans: Aleksei Berezutski (CSKA Mosca), Vasili Berezutski (CSKA Mosca), Sergei Ignashevich (CSKA Mosca), Dmitri Kombarov (Spartak Mosca), Roman Neustädter (Schalke), Georgi Schennikov (CSKA Mosca), Roman Shishkin (Lokomotiv Mosca), Igor Smolnikov (Zenit).
Orta Saha : Igor Denisov (Zenit), Aleksandr Golovin (CSKA Mosca), Denis Glushakov (Spartak Mosca), Oleg Ivanov (Terek Grozny), Pavel Mamaev (Krasnodar), Aleksandr Samedov (Lokomotiv Mosca), Oleg Shatov (Zenit), Roman Shirokov (CSKA Mosca), Aleksandr Torbinski (Krasnodar).
Forvet: Artem Dzyuba (Zenit), Aleksandr Kokorin (Zenit), Fedor Smolov (Krasnodar).

SLOVAKYA
Kaleciler: Matus Kozacik (Viktoria Plzen), Jan Mucha (Slovan Bratislava), Jan Novota (Rapid Vienna).
Defans: Peter Pekarik (Hertha Berlin), Milan Skriniar (Sampdoria), Martin Skrtel (Liverpool), Norbert Gyomber (Roma), Jan Durica (Lokomotiv Mosca), Kornel Salata (Slovan Bratislava), Tomas Hubocan (Dynamo Mosca), Dusan Svento (Colonia).
Orta Saha : Viktor Pecovsky (Zilina), Robert Mak (PAOK), Juraj Kucka (Milan), Patrik Hrosovsky (Viktoria Plzen), Jan Gregus (Jablonec), Marek Hamsik (Napoli), Ondrej Duda (Legia Varsavia), Miroslav Stoch (Bursaspor), Vladimir Weiss (Al Gharafa).
Forvet: Michal Duris (Viktoria Plzen), Adam Nemec (Willem II), Stanislav Sestak (Ferencvaros)

GALLER
Kaleciler: Owain Fon Williams (Inverness), Wayne Hennessey (Crystal Palace), Danny Ward (Liverpool).
Defans: Ashley Williams (Swansea), James Chester (WBA), Ben Davies (Tottenham), James Collins (West Ham), Chris Gunter (Reading), Neil Taylor (Swansea), Ashley Richards (Fulham).
Orta Saha : Joe Ledley (Crystal Palace), Joe Allen (Liverpool), David Vaughan (Nottingham Forest), Jonny Williams (Crystal Palace), David Edwards (Wolverhampton), George Williams (Gillingham), Aaron Ramsey (Arsenal), Andy King (Leicester).
Forvet: Simon Church (Aberdeen), Gareth Bale (Real Madrid), David Cotterill (Birmingham City), Hal Robson-Kanu (Reading), Sam Vokes (Burnley).


Grup C

POLONYA
Kaleciler: Artur Boruc (Bournemouth), Lukasz Fabianski (Swansea City), Wojciech Szczesny (Roma).
Defans: Thiago Cionek (Palermo), Kamil Glik (Torino), Artur Jedrzejczyk (Legia Varsavia), Michal Pazdan (Legia Varsavia), Lukasz Piszczek (Borussia Dortmund), Bartosz Salamon (Cagliari), Jakub Wawrzyniak (Lechia Gdansk).
Orta Saha : Jakub Blaszczykowski (Fiorentina), Kamil Grosicki (Rennes), Tomasz Jodlowiec (Legia Varsavia), Bartosz Kapustka (Cracovia), Grzegorz Krychowiak (Siviglia), Karol Linetty (Lech Poznan), Krzysztof Maczynski (Wisla Cracovia), Slawomir Peszko (Lechia Gdansk), Filip Starzynski (Zaglebie Lubin), Piotr Zielinski (Empoli).
Forvet: Robert Lewandowski (Bayern Monaco), Arkadiusz Milik (Ajax), Mariusz Stepinski (Ruch Chorzow).

ALMANYA 
Kaleciler: Manuel Neuer (Bayern Monaco), Bernd Leno (Bayer Leverkusen), Marc-Andre ter Stegen (Barcellona).
Defans: Jerome Boateng (Bayern Monaco), Emre Can (Liverpool), Jonas Hector (Colonia), Benedikt Howedes (Schalke), Mats Hummels (Borussia Dortmund), Shkodran Mustafi (Valencia), Antonio Rüdiger (Roma).
Orta Saha : Julian Draxler (Wolfsburg), Mario Goetze (Bayern Monaco), Sami Khedira (Juventus), Joshua Kimmich (Bayern Monaco), Toni Kroos (Real Madrid), Mesut Özil (Arsenal), Bastian Schweinsteiger (Manchester United), Julian Weigl (Borussia Dortmund).
Forvet: Thomas Müller (Bayern Monaco), Andre Schürrle (Wolfsburg), Lukas Podolski (Galatasaray), Mario Gomez (Besiktas), Leroy Sane (Schalke).

UKRAYNA
Kaleciler: Denys Boyko (Beşiktas), Andriy Pyatov (Shakhtar Donetsk), Nikita Shevchenko (Zorya Luhansk).
Defans: Artem Fedetskiy (Dnipro), Olexandr Kucher (Shakhtar Donetsk), Yevhen Khacheridi (Dynamo Kyiv), Yaroslav Rakitskiy (Shakhtar Donetsk), Vyacheslav Shevchuk (Shakhtar Donetsk), Bohdan Butko (Shakhtar Donetsk).
Orta Saha : Denys Garmash (Dynamo Kyiv), Oleksandr Karavayev (Zorya Luhansk), Viktor Kovalenko (Shakhtar Donetsk), Yevhen Konoplyanka (Siviglia), Ruslan Rotan (Dnipro), Serhiy Rybalka (Dynamo Kyiv), Serhiy Sydorchuk (Dynamo Kyiv), Taras Stepanenko (Shakhtar Donetsk), Anatoliy Tymoshchuk (Kairat Almaty), Andriy Yarmolenko (Dynamo Kyiv), Oleksandr Zinchenko (FC Ufa).
Forvet: Pylyp Budkivskiy (Zorya Luhansk), Roman Zozulya (Dnipro), Yevhen Seleznyov (Shakhtar Donetsk).

KUZEY İRLANDA

Kaleciler: Alan Mannus (St Johnstone), Michael McGovern (Hamilton), Roy Carroll (Notts County).
Defans: Craig Cathcart (Watford), Jonny Evans (West Brom), Gareth McAuley (West Brom), Luke McCullough (Doncaster), Conor McLaughlin (Fleetwood), Lee Hodson (MK Dons), Aaron Hughes (Melbourne City), Paddy McNair (Manchester United), Chris Baird (Derby County).
Orta Saha : Steven Davis (Southampton), Oliver Norwood (Reading), Corry Evans, (Blackburn Rovers), Shane Ferguson (Millwall), Stuart Dallas (Leeds United), Niall McGinn (Aberdeen), Jamie Ward (Nottingham Forest).
Forvet: Kyle Lafferty (Norwich City), Conor Washington (QPR), Josh Magennis (Kilmarnock), Will Grigg (Wigan Athletic).


Grup D
HIRVATİSTAN 
Kaleciler: Danijel Subasic (Monaco), Lovre Kalinic (Hajduk Split), Ivan Vargic (Rijeka).
Defans: Vedran Corluka (Lokomotiv Mosca), Darijo Srna (Shakhtar Donetsk), Domagoj Vida (Dynamo Kiev), Sime Vrsaljko (Sassuolo), Gordon Schildenfeld (Dinamo Zagreb), Ivan Strinic (Napoli), Tin Jedvaj (Bayer Leverkusen).
Orta Saha : Luka Modric (Real Madrid), Ivan Rakitic (Barcelona), Mateo Kovacic (Real Madrid), Marcelo Brozovic (Inter), Milan Badelj (Fiorentina), Ivan Perisic (Inter), Marko Rog (Dinamo Zagreb), Ante Coric (Dinamo Zagreb).
Forvet: Mario Mandzukic (Juventus), Nikola Kalinic (Fiorentina), Marko Pjaca (Dinamo Zagreb), Andrej Kramaric (Hoffenheim), Duje Cop (Dinamo Zagreb).

İSPANYA 
Kaleciler: De Gea (Manchester United), Casillas (Porto), Rico (Siviglia).
Defans: Sergio Ramos (Real Madrid), Piqué (Barcellona), Jordi Alba (Barcellona), Bartra (Barcellona), Azpilicueta (Chelsea), San José (Athletic Bilbao), Juanfran (Atletico Madrid), Bellerin (Arsenal).
Orta Saha : Bruno Soriano (Villarreal), Sergio Busquets (Barcellona), Koke (Atletico Madrid), Thiago Alcantara (Bayern Monaco), Andres Iniesta (Barcellona), David Silva (Manchester City), Fabregas (Chelsea).
Forvet: Pedro (Chelsea), Alvaro Morata (Juventus), Nolito (Celta), Aritz Aduriz (Athletic Bilbao), Lucas Vazquez (Real Madrid).

ÇEK CUMH
Kaleciler: Petr Cech (Arsenal), Tomas Vaclik (Basilea), Tomas Koubek (Slovan Liberec).
Defans: Theodor Gebre Selassie (Werder Brema), Roman Hubnik (Viktoria Plzen), Pavel Kaderabek (Hoffenheim), Michal Kadlec (Fenerbahçe), David Limbersky (Viktoria Plzen), Daniel Pudil (Sheffield Wednesday), Marek Suchy (Basilea), Tomas Sivok (Bursaspor).
Orta Saha : Vladimir Darida (Hertha Berlin), Borek Dockal (Sparta Praga), Daniel Kolar (Viktoria Plzen), Ladislav Krejci (Sparta Praga), David Pavelka (Kasimpasa), Jaroslav Plasil (Bordeaux), Tomas Rosicky (Arsenal), Jiri Skalak (Brighton), Josef Sural (Sparta Praga).
Forvet: David Lafata (Sparta Praga), Tomas Necid (Bursaspor), Milan Skoda (Slavia Praga).

TÜRKİYE
Kaleciler: Volkan Babacan (Medipol Basaksehir), Onur Recep Kivrak (Trabzonspor), Harun Tekin (Bursaspor).
Defans: Gokhan Gonul (Fenerbahce), Sener Ozbayrakli (Bursaspor), Semih Kaya (Galatasaray), Ahmet Calik (Genclerbirligi), Hakan Balta (Galatasaray), Caner Erkin (Fenerbahce), Ismail Koybasi (Besiktas) .
Orta Saha : Mehmet Topal (Fenerbahce), Selcuk Inan (Galatasaray), Ozan Tufan
(Fenerbahce), Oguzhan Ozyakup (Besiktas), Hakan Calhanoglu (Bayer Leverkusen), Nuri Sahin (Borussia Dortmund), Arda Turan (Barcellona), Olcay Sahan (Besiktas), Volkan Sen (Fenerbahce), Emre Mor (Nordsjaelland).
Forvet: Burak Yilmaz (Beijing Guoan), Cenk Tosun (Besiktas), Yunus Malli (Mainz).


Grup E
İSVEÇ 
Kaleciler: Andreas Isaksson (Kasimpasa), Robin Olsen (København), Patrik Carlgren (AIK).
Defans: Ludwig Augustinsson (København), Erik Johansson (København), Pontus Jansson (Torino), Victor Lindelöf (Benfica) Andreas Granqvist (Krasnodar), Mikael Lustig (Celtic), Martin Olsson (Norwich).
Orta Saha : Jimmy Durmaz (Olympiakos), Albin Ekdal (Amburgo), Oscar Hiljemark (Palermo), Sebastian Larsson (Sunderland), Pontus Wernbloom (CSKA Mosca), Erkan Zengin (Trabzonspor), Oscar Lewicki (Malmö), Emil Forsberg (Lipsia), Kim Källström (Grasshoppers).
Forvet: Marcus Berg (Panathinaikos), John Guidetti (Celta), Zlatan Ibrahimovic (Psg), Emir Kujovic (Norrköping).

BELÇİKA 
Kaleciler: Thibaut Courtois (Chelsea), Simon Mignolet (Liverpool), Jean-Francois Gillet (Mechelen).
Defans: Toby Alderweireld (Tottenham), Jan Vertonghen (Tottenham), Dedryck Boyata (Celtic), Jason Denayer (Galatasaray), Bjorn Engels (Bruges), Thomas Meunier (Bruges), Jordan Lukaku (Ostenda), Thomas Vermaelen (Barcellona).
Orta Saha : Moussa Dembele (Tottenham), Marouane Fellaini (Manchester United), Axel Witsel (Zenit St. Pietroburgo), Radja Nainggolan (Roma).
Forvet: Michy Batshuayi (Marsiglia), Christian Benteke (Liverpool), Divock Origi (Liverpool), Yannick Carrasco (Atletico Madrid), Kevin De Bruyne (Manchester City), Eden Hazard (Chelsea), Romelu Lukaku (Everton), Dries Mertens (Napoli).

İTALYA 

Kaleciler: Gianluigi Buffon (Juventus), Federico Marchetti (Lazio), Salvatore Sirigu (Paris Saint Germain).
Defans: Andrea Barzagli (Juventus), Leonardo Bonucci (Juventus), Giorgio Chiellini
(Juventus), Angelo Ogbonna (West Ham), Matteo Darmian (Manchester United), Mattia
De Sciglio (Milan).
Orta Saha : Daniele De Rossi (Roma), Alessandro Florenzi (Roma), Emanuele Giaccherini (Bologna), Thiago Motta (Paris Saint Germain), Marco Parolo (Lazio), Stefano Sturaro (Juventus), Federico Bernardeschi (Fiorentina), Antonio Candreva (Lazio), Stephan El Shaarawy (Roma).
Forvet: Citadin Martins Eder (Inter), Ciro Immobile (Torino), Lorenzo Insigne (Napoli), Graziano Pellè (Southampton), Simone Zaza (Juventus).

İRLANDA

Kaleciler: Keiren Westwood (Sheffield Wednesday), Shay Given (Stoke City), Darren Randolph (West Ham).
Defans: Seamus Coleman (Everton), Ciaran Clark (Aston Villa), John O'Shea (Sunderland), Richard Keogh (Derby County), Shane Duffy (Blackburn), Cyrus Christie (Derby County), Stephen Ward (Burnley).
Orta Saha : Glenn Whelan (Stoke City), Aiden McGeady (Sheffield Wednesday), James McCarthy (Everton), James McClean (WBA), Jeff Hendrick (Derby County), David Meyler (Hull City), Robbie Brady (Norwich City), Wes Hoolahan (Norwich City), Stephen Quinn (Reading).
Forvet: Shane Long (Southampton), Robbie Keane (Los Angeles Galaxy), Jonathan Walters (Stoke City), Daryl Murphy (Ipswich Town).



Grup F

IZLANDA 
Kaleciler: Hannes Halldórsson (Bodo Glimt), Ögmundur Kristinsson (Hammarby), Ingvar Jónsson (Sandefjord).
Defans: Birkir Már Sævarsson (Hammarby), Ragnar Sigurðsson (FK Krasnodar), Kári Árnason (Malmö FF), Ari Freyr Skúlason (OB), Haukur Heiðar Hauksson (AIK), Sverrir Ingi Ingason (KSC Lokeren), Hörður Björgvin Magnússon (Cesena), Hjörtur Hermannsson (IFK Goteborg).
Orta Saha : Aron Einar Gunnarsson (Cardiff City), Emil Hallfreðsson (Udinese), Birkir Bjarnason (Basilea), Jóhann Berg Guðmundsson (Charlton Athletic), Gylfi Sigurdsson (Swansea), Theódór Elmar Bjarnason (AGF), Rúnar Már Sigurjónsson (GIF Sundsvall), Arnór Ingvi Traustason (IFK Norrköping).
Forvet: Eiður Smári Guðjohnsen (Molde), Kolbeinn Sigthórsson (Nantes), Alfreð Finnbogason (Augsburg), Jón Daði Böðvarsson (Kaiserslautern).

AVUSTURYA 
Kaleciler: Robert Almer (Austria Vienna), Heinz Lindner (Eintracht Francoforte), Ramazan Ozcan (Ingolstadt).
Defans: Christian Fuchs (Leicester City), Sebastian Prodl (Watford), Aleksandar Dragovic (Dinamo Kyiv), Gyorgy Garics (Darmstadt), Florian Klein (Stoccarda), Markus Suttner (Ingolstadt), Martin Hinteregger (Borussia Monchengladbach), Kevin Wimmer (Tottenham).
Orta Saha : Martin Harnik (Stoccarda), Marko Arnautovic (Stoke City), Zlatko Junuzovic (Werder Brema), David Alaba (Bayern Monaco), Julian Baumgartlinger (Mainz), Jakob Jantscher (Lucerna), Marcel Sabitzer (Lipsia), Stefan Ilsanker (Lipsia), Alessandro Schopf (Schalke).
Forvet: Marc Janko (Basilea), Rubin Okotie (Monaco 1860), Lukas Hinterseer (Ingolstadt).

PORTEKİZ 
Kaleciler: Anthony Lopes (Lione), Eduardo (Dinamo Zagabria), Rui Patricio (Sporting).
Defans: Bruno Alves (Fenerbahce), Jose' Fonte (Southampton), Eliseu (Benfica), Pepe (Real Madrid), Raphael Guerreiro (Lorient), Ricardo Carvalho (Monaco), Vieirinha (Wolfsburg).
Orta Saha : Adrien Silva (Sporting Lisbona), Joao Mario (Sporting Lisbona), William Carvalho (Sporting Lisbona), Andre' Gomes (Valencia), Danilo Pereira (Porto), Renato Sanches (Benfica), Joao Moutinho (Monaco).
Forvet: Cristiano Ronaldo (Real Madrid), Eder (Lille), Nani (Fenerbahçe), Rafa Silva (Braga), Ricardo Quaresma (Besiktas).

MACARİSTAN 

Kaleciler: Gábor Király (Swietelsky-Haladás), Dénes Dibusz (Ferencváros), Gulácsi Péter (RB Leipzig).
Defans: Attila Fiola (Puskás Akadémia), Barnabás Bese (MTK Budapest), Richárd Guzmics (Wisla Kraków), Roland Juhász (Videoton FC), Ádám Lang (Videoton FC), Tamás Kádár (Lech Poznan), Mihály Korhut (DVSC-Teva).
Orta Saha : Ádám Pintér (Ferencváros), Gergő Lovrencsics (Lech Poznan), Ákos Elek (DVTK), Zoltán Gera (Ferencváros), Ádám Nagy (Ferencváros), László Kleinheisler (Werder Bremen), Zoltán Stieber (Nürnberg).
Forvet: Balázs Dzsudzsák (Bursaspor), Ádám Szalai (Hannover), Krisztián Németh (Al-Gharafa), Nemanja Nikolics (Legia Warszawa), Tamás Priskin (Slovan Bratislava), Dániel Böde (Ferencváros).

 
eXTReMe Tracker