Thursday, October 16, 2014

Hayal satmayanı sevmezler hocam! ( Vahid Halilhodziç )

Kısa bir süre önce Trabzonspor Teknik Direktörü olan Vahid Halilhodziç'in yaptığı açıklamalar tepki çekti. Meslektaşlarının aksine gerçekleri ortaya koymaktan çekinmeyen ve realist bir çizgiyi ortaya koyan Vahid Halilhodziç'in söyledikleri lig öncesi çok önemli bir uyarıydı aslında: "Yakın bir zamanda 10 kişilik transfer oluşmasını bekliyorum. Farklı bir durum bulmayı beklerken bu değişiklik acil bir şekilde gerçekleşmezse burada kalmayacağım. Ben burada birinciliğe oynamak için geldim. Herhangi bir şekilde bu takım lige hazır değil ve hazır olmayacak. O yüzden çok sinirliyim. Bu takımın hazır olması için 5 gün değil 5 ay lazım. Takviyeleri yaptıktan sonra 4-5 aya ihtiyacımız var. Futbolda 1 haftada yapılabilecek işler değil bunlar. Sahaya süreceğimiz 11’in hepsinin Zidane olduğunu farz etseniz de olmaz, her şey güzel işlemez. Zamana ihtiyaç var."

İşin hiç kolay değil hocam!
Takımın başına geçer geçmez pembe tablolar çizip, bol keseden umut dağıtan teknik direktörlere alışık olan ülkemizde bu tür demeçlerin bizi şaşırtması gayet doğal. Vahid Halilhodziç bu açıklamalarıyla alışık olmadığımız bir portre ortaya koydu. Oysa biz medyaya başka, başkanına başka, futbolcusuna başka cümleler kuran teknik direktörlere alışığız. Bu tür açıklamaları duyar duymaz da pek de düşünmeden saldırmaya. Bu memlekette ezber bozmak zordur Vahid Hocam. Paranı cebine koyup, umut dağıtıp, şampiyonluk çığlıkları atman beklenirken bu tür bir gerçekçilik nerden çıktı hocam?

Letonya Futbolu: Tarihinde sürprizler var!

Millî Takımımızın 13 Ekim'deki rakibi Letonya, geçmişte ağır ve kapatılması gereken bir hesabımızın bulunduğu takım. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından 1994 Dünya Kupası elemelerinden itibaren uluslararası alanda boy göstermeye başlayan Letonya, o günden bu yana sadece Euro 2004 finallerine katılmayı başardı. Grupta İsveç'in ardından sürpriz biçimde ikinci olan Letonya, play-off eşleşmesinde Millî Takımımızı saf dış bırakıp gittiği Portekiz'deki finallerde de Almanya'ya çelme takmayı başarmıştı.


Baltık denizine kıyısı olan ülkeler arasında bir futbol kalitesi sıralaması yaptığınızda Estonya, Litvanya ve Letonya'yı en son basamaklara rahatlıkla yazabilirsiniz. Almanya'nın; Polonya'nın, Rusya'nın, Danimarka'nın, Finlandiya'nın ya da İsveç'in yanında bu üç ülkenin esamisi pek okunmaz. Yine de zayıf halka konumunda olan bu üçlüden Letonya'yı diğerlerinden ayıran bir özelliği olduğunu da hatırlatmak gerekiyor. Letonya Millî Takımı, 2004 Avrupa Şampiyonası elemelerinin baraj maçında Millî Takımımızı saf dışı bırakıp finallere katılmaya hak kazanmıştı. Ama işte hepsi o kadar…
Letonya'da en üst düzeyde futbol ligi 1927 yılında kuruldu. 1943'te ise bu lig sona erdi. Çünkü ll. Dünya Savaşı'nın o netameli günlerinin ardından Letonya, Sovyetler Birliği'nin bir parçası olmuştu. Ancak Letonya takımları 1991'e kadar devam eden Sovyetler Birliği Ligi'nde pek bir varlık gösteremedi. Ukraynalıların ve Rusların ağırlığını koyduğu ligde biraz da Gürcüler, Ermeniler ve Beyaz Rusların adı geçiyordu. Letonya takımları bu ligde sadece 7 kez yer alabilmişti. Letonya takımları bu süreçte kendi yerel liglerinde futbol oynamayı sürdürdü.
Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından ise Vrsliga adı verilen en üst Letonya Ligi 1991'de kuruldu. 2 milyon civarında bir nüfusa sahip ülkenin ligi 10 takımla sürdürülüyor. Lig maçlarına sahne olan stadyumların en büyüğü, en fazla şampiyonluğa sahip olan Skonto Riga'nın iç saha maçlarını oynadığı 10 bin kişi kapasiteli Skonto Stadı. Bir başka Riga takımı olan FC Metta ise maçlarını 500 kişilik Arkadija Stadı'nda oynuyor. Vrsliga'nın kuruluşundan itibaren 14 yıl boyunca sadece tek bir takım şampiyonluk yaşayabildi. Üst üste 14 şampiyonluk kazanan Skonto Riga, 2004'teki son şampiyonluğunun ardından bir kez 2010'da bu mutluluğu yaşarken, Letonya futbolunda artık başka takımlar da devreye girmiş durumda. 2005'de Skonto Riga hegemonyasına son veren LiepajasMetalurgs, 2009'da da ikinci şampiyonluğunu yaşadı. Ligin yeni Skonto'su ise FKVentspils. İlk şampiyonluğunu 2006'da elde eden Ventspils, o tarihten bu yana geçen 8 sezonda 5 kez şampiyonluk sevincini tattı. Arada bir şampiyonluğu da 2012'de FC Daugava elde etti.
Gelelim asıl konumuz olan Letonya Millî Takımı'na… Tarihteki ilk maçını 1922'de komşusu Estonya ile oynayıp 1-1 berabere kalan, en farklı galibiyetini bir başka komşusu Litvanya'yı 1935'te 6-1 yenerek elde eden, en farklı yenilgisine 1927'de İsveç karşısında 12-0'lık hezimetle uğrayan Letonya'nın en çok millî olan oyuncusu, formayı 167 kez giyen VitalijsAstafjevs, 43 yaşındaki Astafjevs şu anda millî takımda teknik direktör MariansPahars'ın yardımcılığını yürütüyor. 38 yaşındaki Pahars da Letonya'nın önemli bir futbol figürü. 2010 yılında futbolu bırakan Pahars, 75 kez giydiği Letonya forması altında 15 gol kaydetti. Letonya futbolu denildiğinde Türkiye'de akla gelen ilk isim ise Maris Verpakovskis. 35 yaşına gelen ve halen Letonya'nın FK Liepaja takımında forma giyen Verpakovskis, 104 maçta attığı 29 golle millî takımın en fazla gol atan oyuncusu.
Letonya Millî Takımı, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra 1994 Dünya Kupası elemelerinden itibaren uluslararası alanda boy göstermeye başladı. O elemelerde İspanya, İrlanda Cumhuriyeti, Danimarka, Kuzey İrlanda, Litvanya ve Arnavutluk'la aynı grupta yer alan bordo-beyazlılar, 12 maçı sadece 4 gol atıp 21 gol yiyerek tamamlarken, beş beraberlikle 5 puan topladı ve Arnavutluk'un 1 puan üzerinde 6. sırada yer aldı. Ancak o turnuvada Letonya'nın ilginç sonuçlara imza attığını da hatırlatmakta yarar var. Beş beraberliklerinden ikisini Danimarka ve İspanya karşısında 0-0'lık sonuçlarla almaları oldukça çarpıcıydı.
Euro 1996 elemelerine ise Millî Takımımız gibi beşinci torbadan girip Portekiz, İrlanda Cumhuriyeti, Kuzey İrlanda, Avusturya ve Liechtenstein'la eşleştiler. Yine sondan ikinci olmalarına rağmen bu kez 4 galibiyetle 12 puan topladılar ve 11 gol atıp 20 gol yediler. Bu dört galibiyetin ikisini doğal olarak Liechtenstein maçlarında alırken, diğer iki galibiyetlerini Kuzey İrlanda ve Avusturya karşısında elde ettiler.
1998 Dünya Kupası elemelerinde Avusturya, İskoçya, İsveç, Estonya ve Belarus'lu grubu 10 maçta 10 puanla dördüncü sırada tamamladılar. 3 galibiyet, 1 beraberlik ve 6 yenilgi alırken, 10 gol atıp 14 gol yediler. Üç galibiyetlerini Belarus ve iki Estonya maçında alırken, tek beraberliklerini Belarusdeplasmanından çıkardılar.
Euro 2000 elemelerinde de performansları kötü değildi. Norveç, Slovenya, Yunanistan, Arnavutluk ve Gürcistan'ın bulunduğu grubu 10 maçta 3 galibiyet, 4 beraberlik ve 3 yenilgiyle, 8 gol atıp, 14 gol yiyerek 13 puanla dördüncü bitirdiler. Grubu birinci bitirecek Norveç karşısında deplasmanda elde ettikleri 3-1'lik galibiyet o günün büyük sürprizlerinden biriydi. İkinci maçlarında da Gürcistan'ı yendiler ve "Ne oluyor" dedirttiler. Ancak kalan 8 maçta sadece 1 kez kazanabildiler. Onda da Yunanistan'ı deplasmanda son dakika golüyle mağlup etmeleri oldukça çarpıcıydı. Dört beraberliklerini ise iç sahada Yunanistan ve Arnavutluk, deplasmanda da Arnavutluk ve Gürcistan önünde aldılar.
2002 Dünya Kupası elemelerine dördüncü torbadan girip Hırvatistan, Belçika, İskoçya ve San Marino ile eşleştikleri nispeten kolay grupta ise tam bir hayal kırıklığı yaşadılar. 8 maçta 5 gol atıp 16 gol yerken, sadece 1 galibiyet ve 1 beraberliği San Marino maçlarından çıkartabildiler.
Letonya'nın tarihindeki en büyük başarısı ise finallere katılma hakkını elde ettiği Euro 2004 elemeleri oldu. İsveç, Polonya, Macaristan ve San Marino ile yer aldıkları grupta sadece San Marino'yu geride bırakacakları tahmin edilirken büyük bir sürprize imza atarak İsveç'in sadece 1 puan arkasında ikinci oldular. Polonya'nın 13, Macaristan'ın ise 11 puan çıkartabildiği grubu 10 gol atıp 6 gol yiyerek 5 galibiyet, 1 beraberlik ve 2 yenilgiyle tamamladılar. İlk maçta evlerinde İsveç'le golsüz berabere kaldıktan sonra deplasmanda Polonya ve San Marino'yu 1-0 yendiler. Evlerindeki 3-0'lık San Marino maçıyla süren galibiyet serileri Macaristan'daki 3-1'lik yenilgiyle bozuldu. Ardından içeride Polonya'ya 2-0 kaybettiler. Zaten bu gruptaki son yenilgileriydi. 3-1'lik Macaristan galibiyetinin ardından grubun lideri İsveç'i deplasmanda 1-0 yenerek ikinciliği elde ettiler. Bu tarihi galibiyetin altındaki imza, takımın 10 golünden 4'ünü kaydeden Verpakovskis'e aitti. Aynı Verpakovskis, baraj maçında da Millî Takımımızı yıkan adam olacaktı. 15 Kasım 1999'da Riga'da oynanan ilk maçı Letonya Verpakovskis'ien golüyle 1-0 kazandı. 19 Kasım'da İnönü'deki rövanşta İlhan Mansız ve Hakan Şükür'le 2-0'ı yakalayan Millî Takımımız karşısında Laizans ve Verpakovskis'le 2-2'yi yakalayan Letonya, bizi devre dışı bırakarak Euro 2004 finallerinin yolunu tuttu.
Portekiz'deki finallerde Almanya, Hollanda ve Çek Cumhuriyeti ile eşleşen Letonya gruptan çıkamasa da sürprizini yapmayı başardı. İlk maçta Çek Cumhuriyeti karşısında Verpakovskis'in golüyle öne geçseler de 2-1 yenilmekten kurtulamadılar. Ama ikinci maçta Almanya ile golsüz berabere kalmaları, Panzerlerin sonu oldu. Son maçta Hollanda'ya 3-0 kaybettiler ve Çeklerle Portakallar gruptan çıkarken Almanlar evlerinin yolunu tuttu.
2006 Dünya Kupası elemelerinde Portekiz, Slovakya, Rusya, Estonya, Liechtenstein ve Lüksemburg'dan oluşan grubu 12 maçta 4 galibiyet, 3 beraberlik, 5 yenilgiyle, 18 gol atıp 21 gol yiyerek 15 puanla beşinci sırada tamamladılar. Galibiyetlerinin dördünü de grubun averaj takımları Liechteinstein ve Lüksemburg karşısında elde edebildiler.
Euro 2008 elemelerinde 7 takımlı grubu 12 puanla beşinci bitirdiler. 15 gol atıp 17 gol yedikleri grupta 4 galibiyet, 8 yenilgi aldılar. İspanya, İsveç, Kuzey İrlanda, Danimarka, İzlanda ve Liechtenstein'la paylaştıkları grupta İzlanda'yı her iki maçta da yendiler. Birer de Kuzey İrlanda ve Liechteinstein galibiyetlerini 3 puanlık hanelerine yazdırdılar. Deplasmandaki Liechteinstein yenilgileri ise uğradıkları en büyük sürpriz oldu.
2010 Dünya Kupası elemelerinde ise oldukça başarılı işlere imza attılar. İsviçre'nin 21 puanla birinci, Yunanistan'ın 20 puanla ikinci olduğu grupta 17 puanla üçüncü olurken Lüksemburg ve Moldova'nın dışında İsrail'i de arkalarında bıraktılar. 10 maçlık periyodu 18 gol atıp 15 gol yiyerek 5 galibiyet, 2 beraberlik ve 3 yenilgiyle tamamladılar. Moldova ve Lüksemburg'u her iki maçta da yenmenin dışında İsrail'i deplasmanda mağlup etmeyi başardılar.
Euro 2012 elemelerine "Belki bir sıçrama yapabiliriz" diye başlasalar da Yunanistan, Hırvatistan ve İsrail'in ardından ancak dördüncü sırada kaldılar. Sadece Gürcistan ve Malta'yı geçebildikleri grubu 3 galibiyet, 2 beraberlik, 5 yenilgiyle 11 puanla tamamladılar. Attıkları 9 gole karşılık da 12 gol yediler. 3 galibiyetlerini de iki Malta ve bir Gürcistan maçlarından çıkartabildiler.
2014 Dünya Kupası elemeleri de Letonya açısından büyük bir hayal kırıklığıydı. Bosna-Hersek, Yunanistan, Slovakya, Litvanya ve Liechtenstein'la paylaştıkları gruba sürpriz yapma umuduyla başlasalar da 2 galibiyet, 2 beraberlik ve 6 yenilgiyle 8 puan toplayıp sadece Liechtenstein'ı geride bırakabildiler. Attıkları 10 gole karşılık bu kez kalelerinde 20 gol gördüler. Liechtenstein maçlarını bile 1 galibiyet, 1 beraberlikle tamamlarken bir galibiyetlerini Litvanya, bir beraberliklerini de Slovakya karşısında elde ettiler. 7 Haziran 2013'te oynanan iç sahadaki Bosna-Hersek maçının 5-0'lık hezimetle sonuçlanmasının ardından Teknik Direktör Aleksandrs Starkovs'la yollarını ayıran Letonya, takımı eski oyuncularından Marions Pahars'a emanet etti.
Pahars göreve geldikten sonra 22 kişilik Bosna-Hersek maçının kadrosundan kademeli bir geçişle 11 oyuncuyu eleyerek Euro 2016 elemelerine yenilenmiş bir kadroyla başladı. Aslında Kazakistan maçına çıkan 11'de oynayan 8 oyuncu eski döneme aitti ama 20 kişilik geniş kadroda 9 yeni oyuncu yer alıyordu. Kaleyi 39 yaşındaki Kolinko'ya emanet eden Pahars, orta sahayı da Andrej Kovalovs ve Arturs Zjuzins'le takviye etti. Kaleci Pavel Steinbors, stoperler Kaspars Dubra, Vitalij Jagodinskis, sağbek Oleg Timafejevs, orta saha oyuncusu Martin Freimanis ve defansif orta saha Ritvars Rugins de Pahars'ın geniş kadrodaki diğer yeni tercihleri oldu.
Yeri gelmişken Letonya ile bugüne kadar oynadığımız maçlara da değinelim. İlk olarak 22 Haziran 1924 günü Riga'da oynanan özel maçta Zeki Rıza Sporel'in golleriyle 3-1 yendiğimiz Letonya karşısında o tarihten bu yana galibiyetimiz bulunmuyor. Euro 2004 play-off'unda bir kez yenilip bir kez de berabere kaldığımız Letonya ile son kez 28 Mayıs 2013'te Almanya'daki özel maçta karşı karşıya geldik. 8. dakikada Olcay Şahan, 23. dakikada penaltıdan Selçuk Şahin ve 59. dakikada Veysel Sarı'nın golleriyle iki kez iki farklı üstünlükler yakalamamıza rağmen 53'te Edgars Gauracs, 68 ve 83'te de Valerijs Sabala'nın gollerine engel olamayarak sahadan 3-3'lük beraberlikle ayrıldık. 
 
eXTReMe Tracker