Friday, May 27, 2016

Genç Millî Takımlar Araştırması Ay-yıldızın 7 ana damarı var

2015 yılı içinde U14'ten U19'a 6 Genç Millî Takımımızda 35 kulüpten ve Avrupa'dan gelen 200 oyuncu forma giydi. Bu oyuncuların 113'ü Fenerbahçe, Galatasaray, Altınordu, Bursaspor, Beşiktaş ve Trabzonspor'dan geldi. 6 kulüp, toplam sayının yüzde 56.5'ini karşılarken, gurbetçi oyuncular da yüzde 17'sini oluşturdu.


A Millî Takımımız, bu yılın Haziran-Temmuz aylarında Avrupa Şampiyonası finallerinde ter dökecek. Arda Turan'lar, Selçuk İnan'lar, Burak Yılmaz'lar, Volkan Babacan'lar, Gökhan Gönül'ler, Caner Erkin'ler, Mehmet Topal'lar, Serdar Aziz'ler ve diğerleriyle birlikte atacak yüreklerimiz. Büyük hayaller kuracak, onlardan bugüne kadar başarılamayana ulaşmalarını bekleyeceğiz.
Burada biraz duralım ve bir ülkenin futbol tarihi için çok da uzun sayılmayacak 14 yıl öncesine gidelim… Millî Takımımızın Dünya Kupası'nda tarihi bir başarıya ulaşıp üçüncülüğü elde ettiği 2002 yılına. Bugün isimlerini büyük yıldızlar olarak saydığımız oyuncular o günlerde neyle iştigal ediyordu acaba?
Millî Takımımızın Güney Kore'yi yenerek üçüncülük kürsüsüne ayak bastığı 29 Haziran gününden 17 gün sonra, yani 16 Temmuz 2002'de Arda Turan, U16 Millî Takımımızla ilk maçına çıkıyor ve sonradan girdiği oyunun 75. dakikasında ay-yıldızlı formayla ilk golünü atıyordu.
17 yaşındaki Selçuk İnan, Dardanelspor'la ilk maçına 5 ay sonra çıkacaktı ama 1 yıldan fazla bir zaman önce U16 Millî Takımımızın formasını giymeye başlamıştı.
Gökhan Gönül'ün Bursa Yolspor'dan Gençlerbirliği'ne gidip profesyonel olmasına 41 gün, millî formayı ilk kez giyeceği tarihe ise 5 yıldan daha uzun bir zaman vardı.
Mehmet Topal, Malatya'dan yola çıkıp Çanakkale Dardanelspor'un altyapısına girmişti ama 1. Lig'de profesyonel olarak topla buluşabilmek için 2, ay-yıldızlı formayı U19 düzeyinde giyebilmek için ise 3 yıl daha bekleyecekti.
Burak Yılmaz'ın U17 Millî Takımımızın formasıyla tanışmasının üzerinden yaklaşık 1 yıl geçmişti ancak Volkan Babacan'ın bu onura kavuşabilmesi için 1 yıl da beklemesi gerekecekti. Serdar Aziz ise 12 yaşını doldurmak için önündeki 4 ayın geçmesini iple çekiyordu.

Gördüğünüz gibi bilgisayar başında veya kâğıt üzerinde zamanı geriye çevirip "Ne olmuş?" diye bakmak oldukça kolay. O halde bu kez de ileriye doğru yol alalım. Mesela 2022'ye… Evet bildiniz. Katar'daki Dünya Kupası finallerine. Eğer kısmet olur da o kupanın finallerine gidebilirsek, 2022 yılında 37 yaşında olacak Selçuk İnan, Burak Yılmaz, Gökhan Gönül, 36 yaşını geride bırakacak Mehmet Topal veya 35'inci doğum gününü kutlayacak Arda Turan büyük bir ihtimalle sahanın içinde olmayacak. Kim bilir, onları belki teknik ekibin bir parçası, belki bir yorumcu ya da sadece bir taraftar olarak göreceğiz 2022 Dünya Kupası'nda.
Peki, yerlerinde kimler oynayacak? Abdülkadir Ömür olabilir mi mesela? Ufukcan Engin'e ne dersiniz? Belki de Ali Yavuz Kol. Yok yok, Hasan Ali Adıgüzel olsun… Görkem Çelik, Oğuz Kağan Güçtekin, Alican Özfesli, Muhammed Kerem Aktürkoğlu, Sabit Hakan Yılmaz, Übeyd Adıyaman desek. Hiçbirini çıkaramadınız mı? Çağlar Söyüncü diye ipucu verelim o halde…

Evet, tam da tahmin ettiğiniz gibi, bu isimler, U14 ile U19 arasında Genç Millî Takımlarımızın formasını giyen oyunculardan bazılarına ait. Yani Türk futbolunun ve Millî Takımımızın geleceği olmaya aday oyuncular.
Lâfı bu kadar uzattıktan sonra toparlayalım ve muradımıza gelelim isterseniz. Bu araştırmada, 2015 yılında U14'ten U19'a kadar Genç Millî Takımlarımızda oynayan oyuncuları konu ettik. Bu oyuncuların hangi kulüplerden Millî Takımlarımıza geldiklerini ortaya koymaya çalıştık. Neden U20 ve 21'deki oyuncuları araştırmaya dâhil etmediğimize gelince… O yaş düzeyine gelmiş oyuncular çoktan profesyonelliğe geçmiş ve bazen birkaç kez takım değiştirmiş oluyor. Aslına bakarsanız araştırmamıza konu olan yaş kategorilerinde bile takım değiştiren oyuncular var. Biz bu araştırmada, oyuncuların 2015 yılında hangi takımdan ay-yıldızlı formaya gittiklerini baz aldık. Dolayısıyla sayıları az da olsa bazılarının şu anda başka takımlarda oynuyor olmasını göz ardı ettik. Yine açıklanması gereken bir konu var; o da bazı Süper Lig kulüplerimizin alt liglerde de takımının bulunması. Biz alt liglerdeki takımlarda oynayan bu oyuncuları da Süper Lig takımlarının altyapısı olarak değerlendirdik. Şöyle ki; Genç Millî Takımlara 1461 Trabzon'dan giden oyuncuları Trabzonspor'a, Yeşil Bursa'dan gidenleri Bursaspor'a, Hacettepe'den gidenleri de Gençlerbirliği'ne dâhil ettik. Keza kiralık olarak başka takımlarda forma giyen oyuncuları da asıl kulüplerine yazdık. Bu açıklamanın ardından artık sonuçların üzerinde durabiliriz.
57 maçta 200 oyuncu oynadı
2015 yılında U14'ten U19'a kadar olan seviyede 6 Genç Millî Takımımız toplam 57 maç yaptı. Bu maçlarda toplam 200 farklı oyuncu forma giydi. Bazı oyuncular yıl içinde birden fazla kategoride oynadı. Mesela U14'te oynayan bir oyuncu, aynı yıl içinde U15'le de maça çıktı. İki kategoride birden forma giyen oyuncuların toplam sayısı ise 114.
200 oyuncunun hangi takımlardan Genç Millî Takımlara geldiğine baktığımız zaman, 35 kulübümüzün yanı sıra Avrupa'daki farklı kulüplerin kaynak sağladığını görüyoruz. Lâkin kulüplerin Genç Millî Takımlara verdikleri oyuncu sayıları arasında uçurumlar mevcut. 35 kulübün 18'i, yani yarısından fazlası, Genç Millî Takımlara sadece birer oyuncu verebilmiş. 5 kulüp ikişer, 3 kulüp üçer, 2 kulüp dörder oyuncusunu Genç Millî Takımlara yollarken, bir kulüp de 8 oyuncusuyla ay-yıldıza kaynak oluşturmuş.
Genç Millî Takımlarımızın ana kaynağını ise 6 kulüple birlikte gurbetçiler oluşturmuş. Listenin başındaki 6 kulüp 200 oyuncunun 117'sini Genç Millî Takımlara göndermiş ki, bu rakam da yüzde 58.5'lik bölüme tekabül ediyor. Avrupa'dan gelen oyuncuların sayısı da 34'ü buluyor ve bu rakamın oransal karşılığı yüzde 17'ye ulaşıyor.
İlk sırada Fenerbahçe var
Kulüpler arasında ilk basamağı ise Fenerbahçe alıyor. Sarı-lacivertliler, altı yaş kategorisi takıma tam 25 oyuncu vererek ilk sırada yer almayı bilmiş. Fenerbahçe'yi 22 oyuncusunu Genç Millî Takımlara gönderen Galatasaray izliyor. Üçüncü sırada ise bir başarı hikâyesi olarak apayrı bir yeri hak eden PTT 1. Lig ekibi Altınordu var. Altınordu, 2015 yılında Genç Millî Takımlarımıza 19 oyuncu göndermeyi başarmış. Bu üç takımı 17 oyuncuyla Bursaspor, 15'er oyuncuyla da Beşiktaş ve Trabzonspor takip ediyor.
Genç Millî Takımlarımıza oyuncu gönderen 35 kulübün liglere dağılımına baktığımızda, doğal olarak Süper Lig takımlarının ağırlığıyla karşılaşıyoruz. Listede 13 Süper Lig kulübü yer alıyor. Biraz önce isimlerini zikrettiğimiz Fenerbahçe, Galatasaray, Bursaspor, Trabzonspor ve Beşiktaş'ın dışında Medipol Başakşehir 8, Gençlerbirliği 4, Kasımpaşa 3, Akhisar Belediye, Eskişehirspor ve Gaziantepspor 2'şer, Antalyaspor ve Kayserispor da 1'er oyuncusunu Genç Millî Takımlara göndermiş. Bu da 200 oyuncudan 117'sinin Süper Lig takımlarından geldiğini ortaya koyuyor. Bu rakamın oran olarak karşılığı ise yüzde 58.5'ibuluyor.
PTT 1. Lig'de 7 kulüpten Genç Millî Takımlara giden oyuncu sayısı 28. Genel toplam içinde yüzde 17'ye yaklaşan bu rakamın 19'unu Altınordulular oluşturuyor. Samsunspor 3, Adanaspor 2, Adana Demirspor, Boluspor, Denizlispor ve Gaziantep Büyükşehir Belediyespor da birer oyuncusunu Genç Millî Takımlara veriyor. Hemen ekleyelim Altınordu'nun tek başına sağladığı 19 oyuncunun oran olarak karşılığı yüzde 9.5'e ulaşıyor.
Spor Toto 2. Lig takımlarının 7'si de Genç Millî Takımlarımıza 10 oyuncu veriyor. Bu takımlar arasında başı 4 oyuncuyla Bucaspor çekiyor. Onları birer oyuncuyla Ankaragücü, Bugsaşspor, İnegölspor, Kartalspor, Manisaspor ve Pendikspor izliyor.
Genç Millî Takımlarımıza oyuncu gönderen Spor Toto 3. Lig takımlarının sayısı da 7. Toplam 10 oyuncudan 3'ü Dardanelspor'dan geliyor. Sakaryaspor 2, Altay, Bergama Belediye, Beylerbeyi, Tekirdağspor ve Turgutluspor da birer oyuncusunu Genç Millî Takımlara veriyor. Geçtiğimiz sezon küme düşen ve artık amatör kümelerde mücadele eden Balçova Yaşamspor'dan da bir oyuncu Genç Millî Takımlarımıza geliyor.
U14 Millî Takımı
Teknik Direktörlüğünü Güngör Şahinkaya'nın, antrenörlüğünü ise Adnan Örnek'in üstlendiği en küçük yaş kategorisi takımımız olan U14'ler, 2105 yılı içinde üç maça çıktı. Üç maçta 18 oyuncu forma giyme şansı yakaladı. Beşiktaş ve Galatasaray bu kategoriye verdikleri 4'er oyuncuyla başı çekerken, Bursaspor'dan 3, Altınordu ve Trabzonspor'dan 2'şer, Adana Demirspor, Fenerbahçe ve Gaziantepspor'dan da 1'er oyuncu U14 Millî Takımımızın formasını giydi. U14 Millî Takımımızda 2015 yılında Avrupa'dan gelen herhangi bir oyuncu oynamadı.
U15 Millî Takımı
Şenol Ustaömer'in teknik direktörlüğünü, Turhan Sofuoğlu'nun ise antrenörlüğünü yaptığı U15 Millî Takımımız, 2015 yılı içinde 11 maç oynadı. Bu 11 maçta U15 Millî Takımımızın formasını 46 oyuncu giydi. Ancak bu oyuncuların 15'i U14 Millî Takımı'nda da oynadığı için farklı oyuncu sayısı 31 oldu. 46 oyuncunun 10'u Galatasaray'dan, 6'sı Fenerbahçe ve Beşiktaş'tan, 5'er kişisi Altınordu ve Trabzonspor'dan, 4'ü Bursaspor'dan, 3'ü Bucaspor'dan, 1'er kişisi de Akhisar Belediyespor, Gençlerbirliği, Kartalspor, Medipol Başakşehir, Samsunspor, Adana Demirspor ve Gaziantepspor'dan geldi. Takıma Avrupa'dan katılan oyuncu sayısı ise 4 oldu.
U16 Millî Takımı
Teknik direktörlüğünü Ahmet Ceyhan, antrenörlüğünü ise önce İsmail Demiriz, sonra da Sinan Turhan'ın üstlendiği U16 Millî Takımımız, 2015 yılında 15 maç yaptı. Bu maçlarda 47 oyuncu ay-yıldızlı formayı giydi. Bu oyuncuların 13'ü aynı yıl içinde alt kategorilerde de oynadığı için net oyuncu sayısı 34 oldu. 47 oyuncudan 12'si Galatasaray'dan gelirken, sarı-kırmızılıları 6 oyuncuyla Fenerbahçe, 5 oyuncuyla Trabzonspor, 4 oyuncuyla Altınordu, 3'er oyuncuyla Bursaspor ve Medipol Başakşehir, 2'şer oyuncuyla Dardanelspor ve Samsunspor, 1'er oyuncuyla da Samsunspor, Ankaragücü, Antalyaspor, Beşiktaş, Denizlispor, Eskişehirspor, Kasımpaşa, Sakaryaspor, Akhisar Belediye, Bucaspor ve Gençlerbirliği takip etti. U16 Millî Takımımızda Avrupa kulüplerinden gelen 5 oyuncu oynadı.
U17 Millî Takımı
Teknik Direktörlüğünü Mehmet Hacıoğlu, antrenörlüğünüNedim Yiğit'in yaptığı U17 Genç Millî Takımımız, 2015 yılında 13 maç yaptı. 13 maçta 58 oyuncu forma giydi. Bu oyuncuların 11'i aynı yıl başka kategorilerde de oynadığı için net oyuncu sayısı 44'tü. 58 oyuncunun 10'u Avrupa'daki gurbetçilerden geldi. Kulüpler arasında ilk sırayı ise Fenerbahçe ve Galatasaray aldı. Bu kategoride 8'er Fenerbahçe ve Galatasaray, 5'er Altınordu ve Trabzonspor, 3'er Beşiktaş, Bursaspor ve Dardanelspor, 2 Gençlerbirliği, 1'er de Adanaspor, Akhisar Belediyespor, Altay, Boluspor, Bucaspor, Gaziantepspor, Kasımpaşa, Medipol Başakşehir, Ankaragücü ve Eskişehirspor oyuncusu oynadı.
U18 Millî Takımı
Önce Vedat İnceefe-Kerem Yavaş, sonra da Mehmet Hacıoğlu-Sinan Turhan ikilisinin görev yaptığı U18 Millî Takımımız, 2015 yılında 7 maça çıktı. Bu maçlarda 55 oyuncu görev yaptı. 19'u aynı yıl diğer kategorilerde görev aldığı için net oyuncu sayısı ise 36 olarak gerçekleşti. 55 oyuncunun 14'ü Avrupa kulüplerinden geldi. Kulüpler bazında ise Fenerbahçe 9 oyuncuyla ilk sırayı aldı. Sarı-lacivertlileri 7 oyuncuyla Altınordu, 4 oyuncuyla Beşiktaş, 3 oyuncuyla Bursaspor, 2'şer oyuncuyla Adanaspor, Gençlerbirliği ve Trabzonspor, 1'er oyuncuyla da Balçova Yaşamspor, Bergama Belediye, Bugsaşspor, Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, Kasımpaşa, Medipol Başakşehir, Sakaryaspor, Galatasaray, Akhisar Belediyespor, Denizlispor ve Gaziantepspor takip etti.
U19 Millî Takımı
Teknik direktörlüğünü Vedat İnceefe, antrenörlüğünü ise Kerem Yavaş'ın üstlendiği U19 Millî Takımımız, 2015 yılı içinde8 maç yaptı. Bu maçlarda toplam 47 oyuncu forma giydi. Aynı yıl içinde başka kategorilerde ay-yıldızlı formayı giyen oyuncular çıkartıldığında net oyuncu sayısı 29 olarak gerçekleşti. 47 oyuncunun 10'unu gurbetçiler oluşturdu. Fenerbahçe 8 oyuncuyla kulüpler arasında yine başı çekti. Altınordu ve Bursaspor 5'er, Beşiktaş, Medipol Başakşehir ve Trabzonspor 2'şer, Beylerbeyi, Eskişehirspor, Galatasaray, İnegölspor, Kayserispor, Manisaspor, Pendikspor, Samsunspor, Tekirdağspor, Turgutluspor, Adanaspor, Gençlerbirliği ve Sakaryaspor da 1'er oyuncu gönderdi.
Seyit Mehmet Özkan(Altınordu Futbol Kulübü Başkanı)
"
Önce Millî Takımlar!"
"Bu toprakların çocuklarına fırsat eşitliği verildiği takdirde, aralarından dünya çapında yıldızlar yetiştireceğimize inanıyor ve çocuklarımıza güveniyoruz. Bunun için de herkesin gittiği yoldan yürümüyor ve ülkemizdeki kulüplerin sisteminin tersine bir sistemin devamlılığı için mücadele veriyoruz. Yetiştirdiğimiz gençlerimize ilk hedef olarak; önce 'Genç Millî Takımlar', sonrasında 'Altınordu A Takımı' formalarını gösteriyoruz. Ancak bunun için de onların gelişimine koşulsuz şartsız yatırım yapıyoruz. Bugün geldiğimiz noktada 26 gencimiz ay-yıldızlı formayı giyerken, 9 oyuncumuz ise A takım düzeyine yükseldi. Bu, doğru yolda olduğumuzu gösterse de yeterli değil. Daha fazla sayıda gencimizi Millî Takım düzeyine yükseltmek, A takım ilk 11'ini sadece Altınordu patentli oyunculardan kurmak ve en sonunda da A Millî Takım'ın belkemiğini oluşturacak bir yapıya kavuşmak istiyoruz."
Müjdat Yetkiner (Fenerbahçe Altyapı GGP Koordinatörü)"Önemli olan gençleri yukarıya taşıyabilmek"
"Altyapımızda 230 lisanslı oyuncumuz var. 9 yaştan 21 yaşa 13 takımımız mevcut. Dereağzı ve Fikirtepe'deki tesislerimizde antrenörleri, analiz birimi, sağlık merkezi, psikoloğu, beslenme uzmanı, kondisyon birimi ve masörleriyle 30 kişinin üzerinde bir ekiple çalışıyoruz. Çocukların okulları, servisleri, okul ihtiyaçları, spor malzemeleri, yemekleri tamamen kulübümüz tarafından karşılanıyor. Oyuncuları yılda iki kez Kartepe ve Kuşadası'nda yaptığımız birer haftalık kamplarda seçiyoruz. Türkiye genelindeki 84 okulumuzdan en yetenekli oyuncular yılda iki kez bu kamplara geliyor. Biz altyapıdaki bütün hocalarla orada oluyor ve oyuncuları çift kale maçlarda izleyip aralarından en iyilerini seçiyoruz. Bütün futbol okullarımızda standart eğitim veriliyor. Bu eğitim için hazırladığım bir CD ve bir de kitap var. Futbol okullarımız o müfredatı uyguluyor. Denetlemesini de biz yapıyoruz. Sporcu bilgi bankamızda futbol okullarındaki çocukların boyu, kilosu, yağ ve sürat testleri kayda alınıyor. Kimin nasıl geliştiğini tek tek biliyoruz. Okullarımızda 8 bine yakın bir oyuncu havuzumuz var. Bunun dışında 20 antrenörümüz, kendi yaş grubundaki amatör maçlarda oyuncu izliyor. Ayrıca bütün lisanslı oyunculara açık olan seçmelerimiz de var. Şu andaki sıkıntımız saha sayısıyla ilgili. Başkanımız şimdi benim proje mimarı olduğum 3 Temmuz Futbol Akademisi'ni kurmak istiyor. Gebze'de Denizli köyünde 120 dönümlük bir yer aldık. 100 dönüm daha yere ihtiyacımız var. Orada 17 nizami çim sahamız olacak. Onun dışında başkanımız beni Milan, Juventus, Real Madrid, Manchester City, Porto, Benfica, Sporting, Ajax kulüplerine gönderdi. Hepsinin altyapılarını inceledim ve bir rapor halinde sundum. Denizli köyündeki tesislerimizde Manchester modelini baz alacağız. Devletin de bize bu konuda destek vermesini bekliyoruz. Ancak oyuncuların Genç Millî Takımlara gitmesinden daha önemlisi, bu oyuncuların daha üst seviyeye çıkabilmesi. Ben 6 kere genç millî oldum ama sonra 20'ye yakın A millî formayı giydim. Ama 100 kere genç millî olup da bir kere A millî olamayan hatta ligde oynayamayan oyuncular var. U21 Ligi kaldırılmalı ve rezerv takımlar, profesyonel alt liglerde mücadeleye katılmalı. Kulüpler genç oyuncularını kendi kulüplerinin bünyesinde tutarak lig mücadelesinin içinde geliştirebiliyor. 1461 Trabzon en önemli rol model. İlhan Cavcav, Hacettepe modeliyle çok güzel bir örnek teşkil ediyor. Yetiştirdiğiniz oyuncuyu alt ligdeki takımınızda oynatıyor ve transferinden para kazanabiliyorsunuz. Oradan kazandığınız parayla da altyapıya yatırım yapabiliyorsunuz. Bugünkü durumda oyuncuya U21'e kadar 10 yıl yatırım yapıyorsunuz ama çocuk o yaşta sıçrama yapamazsa bütün yatırımınız boşa gidiyor. Bir de genç oyuncular bir yıl içinde UEFA standartlarının çok üzerinde maça çıkıyor ve sürantrene oluyor. Bunun da mutlaka denetim altına alınması gerekiyor."
Savaş Çam (Galatasaray Futbol Altyapı İdari Yöneticisi)"105 okulda 10 bir öğrencimiz var"
"Galatasaray Futbol Akademisi bünyesindeki Gençlik Gelişim Programı'nda 287 sporcumuz bulunuyor. Bu sayıya henüz lisans yaşına gelmemiş sporcularımız ve kız takımlarımız dâhil değil. Florya Metin Oktay Tesislerimiz içerisinde A takımımızla aynı tesiste çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Futbol Akademisi'nin teknik departmanda teknik sorumlular, antrenörler, kaleci antrenör departmanı, fiziksel performans departmanı, oyuncu izleme ekibi, maç analiz departmanı, aile okulu ilişkileri koordinatörü, beslenme uzmanı, psikolojik performans danışmanı ve sağlık ekibi bulunuyor. Ayrıca tüm antrenman, maç deplasman ve benzeri organizasyonların takiplerinin yapıldığı idari birimlerle birlikte ailemizin çalışan sayısı 47 kişi. Akademi bünyesindeki üç kişilik oyuncu izleme antrenör ekibi yılın her günü bölgelerdeki maçları seyrederek sporcu taramaları yapıyor. Bunun dışında her yıl oyuncu seçmeleri düzenleniyor ve futbol okullarından sporcu taramaları yapılıyor. Halen Florya merkez ve pilot okulumuz olmak üzere 34'ü İstanbul'da, 66'sı diğer illerde ve 5'i yurtdışında toplam 105 futbol okulumuz lisanslı olarak faaliyet gösteriyor. Futbol okullarımızda yaklaşık 10 bin öğrenci eğitim görüyor. Futbol okullarımızın tümünde akademi antrenörleri tarafından hazırlanan antrenman metotları uygulanıyor. Tüm yaş grubu takımlarımız her yıl yurtiçi ve yurtdışı turnuvalara katılıyor. Öncelikli amacımız sağlıklı sporcular yetiştirmek. Akademimizde her yaş grubunun fizyolojik özellikleri dikkate alınarak hazırlanmış antrenman programları uygulanıyor. Antrenörlerimiz bilimsel ilkeler ve son teknolojiyi kullanarak hazırlanmış antrenman programları dışında çocuklarımıza düzenli ve doğru beslenme alışkanlıkları kazandırarak, bedensel gelişimlerinin en üst düzeyde gerçekleşmesi için çalışıyor. Çocuklarımızın okul eğitimine katkıda bulunmak da amaçlarımız arasında. Sporcularımızın zihinsel gelişimleri en az bedensel gelişimleri kadar önemli. Bu amaçla eğitim programımız onların teknik becerilerini taktik zekâsı ile bütünleştirmeyi hedefliyor. Bir diğer amacımız da sağlıklı zihinler yetiştirmek. Psikolojik performans departmanımızın önderliğinde antrenörlerimizin yaklaşımında çocuklarımızın psikolojik yapılarını güçlendirmek öncelikli bir yere sahip. Sonuç olarak maksadımız, İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme mâlik olmak ve Türk olmayan takımları yenmektir."

Emrah Bayraktar (Beşiktaş JK Futbol Özkaynak Düzeni Koordinatör ve Teknik Direktörü)"Kartal Gözü" Türkiye'yi tarıyor
"Tüm grup antrenörleri ve scoutlarla her hafta rutin teknik toplantılar düzenleyip JİRA UEFA Antrenör eğitimleri kapsamında saha eğitimleri veriyoruz. Altyapıyla ilgili farklı konularda proje üretmek adına oluşturulan bir "think tank" grubumuz bulunuyor. 80'in üzerinde ulusal ve uluslararası turnuvaya kulübümüze herhangi bir maddi külfet oluşturmadan iştirak ettik. Türkçe-İngilizce çift taraflı çıkarttığımız BJK Futbol Özkaynak Düzeni Eğitim Yayınları El Kitapçıklarımızın sayısı 8'e ulaştı. İstanbul'la birlikte, Türkiye'nin 80 ilinde yapılan "80 il, 80 Gönüllü Scout" Projesi ile beraber tüm Türkiye'deki organizasyonlar ve müsabakalar takip ediliyor ve tespit edilen özel sporcular kısa süre içerisinde organizasyonumuza kazandırılıyor. İstanbul ve Türkiye genelindeki alt yaş grupları, resmi lig müsabakaları, turnuvalar, bölge karmaları, Millî Takımlar, ilk ve ortaöğretim organizasyonlarının izlenmesine dayalı Kartal Gözü "EagleEye" sistemiyle scouting faaliyetleri yürütülüyor. 13 yaş altı grupları için düzenlediğimiz şenlik organizasyonlarıyla oyuncu potansiyelini görüp tespit ettiğimiz oyuncuları kadromuza dâhil ediyoruz. Beş sezondur devam eden amatör ve profesyonel kulüplerle ortak işbirliği içeren kapsayıcı bir sistem mevcut. Bu sistem dâhilinde kulüplerle ortak bölge seçmeleri ve oyuncu alışverişi yapıyoruz. Futbol Özkaynak Düzeni antrenörleri Türkiye'de ilk olan 32 saatlik Sporda Çocuk Koruma Eğitimi Sertifika Programı aldı. Antrenörler düzenli olarak Kulüp Spor Psikoloğu tarafından haftalık olarak kişisel gelişim ve iletişimle ilgili eğitimler alıyor. Kulüp dışından gelen, konusunda uzman eğitmenler tarafından altyapı antrenörlerine yönelik liderlik, pedagojik formasyon, iletişim, istatistik, antrenman bilimi gibi konularda düzenli eğitimler veriliyor. 18 yaş ve altı sporcuların konaklaması için 3 ayrı tesisimiz var. 12-16 yaş arası gruplarından oluşan 30 futbolcu Fulya Hakkı Yeten Tesisleri'nde, U17 yaş grubunda bulunan ve il dışından gelen 7 sporcu Fulya Kulüp Evi'nde, U19/U21 yaş grubundaki 16 sporcu Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri'nde konaklıyor. U21 takımımız, profesyonel takımımızın kullandığı Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri'nde, U19 takımımız, Beşiktaş Belediyesi Çilekli Antrenman Tesisleri'nde, 17 yaş ve altı takımlarımız ise Fulya Hakkı Yeten Tesisleri'nde antrenmanlarını sürdürüyor."
Ali Turan (Bursaspor - Altyapıdan Sorumlu Yönetici)"Oyuncu A takıma çıkamazsa ortada başarı yoktur"
"Bursaspor Altyapısında U10 ile U21 arası 10 grupta toplam 250 sporcu, il içi ve dışında yapılan futbol okullarımızda 750 sporcu ve pilot takımımız Yeşil Bursa'nın altyapısında 180 sporcumuz ile büyük bir futbol ailesiyiz, ayrıca altyapımızın farklı kategorilerinde oynayan Türkiye genelinden tespit edilen 30 oyuncu tesislerimizde konaklamaktadır. Altyapımızda futbolcularımızın hepsini modern futbol anlayışı içinde yetiştirmeye özen göstermekteyiz ve bu bağlamda oyuncularımıza doğru hücum, doğru savunma, teknik, taktik, beceri, koordinatif yetiler ve kondisyonel özelliklerini yaşa uygun olarak kazandırıp oyuncularımızı geliştirmeye, değiştirmeye çalışmaktayız. Bireysel performans antrenörümüz oyuncularımızın eksiklik ve ihtiyaçlarına göre plan ve programlar yapmaktadır.
Altyapımız okul-aile-kulüp işbirliği içinde olup, okulları ile ilgilenen özel bir eğitmen bulunmaktadır.
Oyuncularımız her antrenman sonrası kaybettikleri enerjileri geri almak adına kulübümüzün diyetisyeni tarafından hazırlanan sporcu menüsünü yedikten sonra evlerine gitmektedir.
Oyuncularımızın zihinsel sıkıntıları ve zorlukları kulübümüzün özel mentörü ve psikoloğu ile çözüme ulaştırılır. Tüm bu önemli şartlar, A takım seviyesine eksiksiz olarak çıkabilmeleri için oyuncularımıza sunulmuştur. Bursaspor Akademisi olarak Millî Takım bizim en üst çıtamızdır ama esas önemli olan Genç Millî Takım seviyesine gelmiş olan bu potansiyelli oyuncularımızı A takım seviyesine ve A Millî Takım seviyesine çıkarabilmek, yani gelişimlerini tamamlamak ve bu en üst noktaya varmalarını sağlamaktır. Yoksa oyuncumuz genç millî olmuş ama A takım seviyesine çıkamamışsa bu bizim için bir başarı değildir. Avrupa'da bir oyuncu adayı A takım seviyesine gelinceye kadar 10 bin saat eğitim alıyor. Ülkemizde ise biz bunun ancak yarısına ulaşabiliyoruz. Bunu engelleyen unsurlar ise ilkokul 4'e kadar beden eğitimi dersinin olmaması nedeniyle yetenekli çocuklara çok geç ulaşıyoruz ve bu önemli dönemde çocuklarımızın okulda koordinatif yetilerini geliştiremiyoruz. Eğitim sistemi de oyuncularımıza yeterli şekilde antrene etmemizi engelliyor. Çocuk sabah 9'da okula gidip saat 15.00'te okuldan çıkıyor. Bu durumda oyuncuyu A takım seviyesine ve modern futbol anlayışına eksiksiz olarak entegre etmemiz çok zor oluyor."
Sadi Tekelioğlu (TrabzonsporGençlik Gelişim Teknik Sorumlusu)
"
Okul takibine özel önem veriyoruz"
"Her yıl düzenli olarak ilkokullarda altyapımıza katılmak üzere seçmeler yapılır. Seçtiğimiz oyuncuları düzenli antrenmana tâbi tutarak gözlem gruplarımızı oluştururuz ve bu gruplar uzun süre gözlemlenir. Bu gözlem sonunda gelişebilecek oyuncuları kendi gruplarımıza katarız ve onların arasında izlemeye devam ederiz. Tüm bu süreç sonunda gelişebilir olanları lisanslayarak gruplarımızı tamamlarız. Ayrıca sezon içerisinde herhangi bir kişi vasıtasıyla veya bizim gözlemimiz sonucunda diğer takımlardan gelen oyuncularıda kendi gruplarımız içine katarak değerlendiririz. Trabzon geneli ve çevre illerdeki tüm yaş grubu müsabakaları görevli antrenörlerimiz tarafından izlenerek öne çıkan oyuncular tespit edilir. Altyapımıza seçilen tüm sporcularımızın performans grubundan itibaren okul takipleri Okul İletişim Müdürümüz tarafından takip edilerek dersleri, devamsızlıkları, davranış bozuklukları kontrol altına alınır. Ayrıca performans gruplarından itibaren kulübümüzün altyapı psikoloğu tarafından psikolojik destek verilmeye başlanır. Uygun görülen sporcularımız tesislerimizde yatırılarak gelişimleri takip edilir ve performans gruplarından itibaren tüm sporcularımıza nakdi yardım yapılarak çocukların takipleri yapılır. Performans grubundan itibaren sporcuların fiziki gelişimi takip edilerek gelişmesi yavaş olan sporcularımızı müsabaka dönemi dışında basketbol ve yüzme kurslarına göndererek fizik kalitelerini artırmaya çalışırız ve ayrıca kuvvet antrenörümüz tarafından belirlenen program uygulanır."

Muammer Yıldırım: Uçmayı sevdiğim için kaleci oldum

Spor Toto Süper Lig'de zor günler geçiren Mersin İdman Yurdu'nda gösterdiği performansla, takımının olumsuz durumuna rağmen kariyerinde ilk kez Mart kampında A Millî Takım kadrosunda yer almayı başardı. Üstelik daha önce hiç Genç Millî Takım tecrübesi yokken. 25 yaşındaki başarılı file bekçisi, hayat hikâyesini TamSaha'yla paylaştı.




Diyarbakır doğumlusun ancak futbola Ankara'da başlamışsın…
Ben doğduğum zaman ailem Diyarbakır'da yaşıyormuş. O yüzden Diyarbakır'da doğmuşum. Bir aylıkken ise babamın Sincan Belediyesi'ne tayininin çıkması nedeniyle Ankara'ya taşınmışız. Yani tüm çocukluğumu Ankara'da geçirdim. Futbola da o yüzden Ankara'da başladım. Ancak Diyarbakır'da hâlâ akrabalarımız var.
Futbola başlama hikâyeni bizimle paylaşır mısın?
Ben de çoğu çocuk gibi sokak aralarında top oynuyordum. Küçüklükten beri top oynama istediğim vardı zaten. Sincan'da okul takımında futbol oynamaya devam ettim. Okul takımındaki arkadaşlarımın gittiği bir amatör takım vardı. O dönemlerde forvette oynuyordum. Zaten, genelde her çocuk futbola forvet olarak başlar (gülüyor). Yaklaşık 1 yıl forvet oynadım. Sonra okulda üst sınıfların yaptığı maçlara abilerimiz beni de çağırmaya başladı. Bu maçlarda kaleye geçtim. Şimdiki gibi yapılı değildim; küçükken ufak tefektim aslında. Açıkçası toplara uçmak, atlamak çok zevkli gelmişti. Hani yaşça büyükler top oynadığında küçüklere "Sen kaleye geç" derler ya… İşte benim de kalecilik hikâyem bu şekilde başladı. Ondan sonra okul takımında da kaleci olarak forma giydim. Daha sonra bahsettiğim gibi okul takımındaki arkadaşlarımın gittiği bir amatör takım olan Ankara Esnafspor'a yazıldım. Yaklaşık 12-13 yaşlarındaydım.
Ankara Esnafspor'da futbla başladıktan sonra Belediye Vanspor'a gidiyorsun, oradan da 2013'te Mersin İdman Yurdu'nun yolunu tutuyorsun. Bu süreci bizlere anlatır mısın?
Ankara Esnafspor'daki hocalarım bana her zaman destek oldu ve sahip çıktı. Futbolcu olabileceğim ve bu meslekten ekmek kazanabileceğim konusunda beni her zaman motive ettiler. Orada da okuldaki gibi yaşça kendimden büyüklerle oynuyordum. Kalede oldukça hareketliydim ve hocalarım beni yetenekli buluyordu. 2-3 yıl Ankara Esnafspor'da forma giydikten sonra, başka bir başkent takımı olan Türk Telekomspor'un altyapısına geçiş yaptım. Oradaki antrenörler zamanında beni izleyip beğenmiş. 1 yıl bu kulübün altyapısında forma giydim ve 2007 yılında A takıma çağrılarak profesyonel oldum. Bir önceki sezon Türk Telekomspor, 1. Lig'den 2. Lig'e düşmüştü. Kulüp kapanana kadar da burada forma giydim. Türk Telekomspor kapandıktan sonra ise 2011 yılında Belediye Vanspor'a geçiş yaptım. O dönem birkaç transfer teklifi vardı ancak ben düzenli oynayabileceğim bir takım olmasından dolayı Belediye Vanspor'u tercih ettim. İyi ki de gitmiştim… Güzel bir ortam ve takım arkadaşlığı vardı orada. İki sezon düzenli olarak forma giyme şansı buldum. İki sezonun ardından, birkaç takımın bana transfer teklifi vardı ve bu ekiplerden biri de Mersin İdman Yurdu'ydu. Ben de bir seçim yaptım ve Mersin İdman Yurdu'nun tercih ettim.
Mersin İdman Yurdu'nda geçen sezon yaklaşık 8-10 maçta forma giydikten sonra bu sezon Eylül ayından itibaren düzenli olarak kaleyi koruyorsun…
Mersin İdman Yurdu'na transfer olduğumda kulüp PTT 1. Lig'de yer alıyordu. Takımın as kalecisi Ahmet Şahin'di. O sene zaten bir maçta forma giyebilmiştim. O da sezonun play-off'lardan önceki son maçı olan Adanaspor karşılaşmasıydı. Son 15 dakika oyuna girmiştim o mücadelede. Takım sezon sonunda PTT 1. Lig'e çıktı ve yeni sezonda takımın başına Rıza Çalımbay getirildi. Ben de Rıza Hoca takımın başına gelince umutlanmıştım. Çünkü çalışmayı çok seven bir kaleciyim ve Rıza Hocanın da genç ve çalışmayı seven futbolculara daha olumlu baktığını biliyordum. Rıza Hocanın ekibinden kaleci antrenörü Cengiz Birgen'in de sayesinde sezon başında iyi bir hazırlık kampı geçirdim. Bana her zaman güven aşıladı. "Yedek bile kalsan hiç aldırış etme, çalışmana bak. İlla ki bir gün fırsat gelecek" derdi. Ben de teknik ekibin bana güvendiğini hissederek daha da azimli çalışmaya başladım. O sezon takımın diğer kalecileri ise Bulgar Mihailov ile Nihat'tı. Nihat kalede başladı sezona. Hoca da bu maçlarda beni 18 kişilik kadroya alıyordu Mihailov'un önünde. Bu da ister istemez bana özgüven sağlıyordu. Takımın bir dönem kötü bir gidişatı olmuştu. Bu kötü gidişatın ardından da Balıkesirspor karşısında ilk kez bir Spor Toto Süper Lig maçında kaleyi korudum. Deplasmandaydık ve kötü gidişatımızı durdurmak adına bizim için önemli bir karşılaşmaydı. Biraz da heyecan vardı içimde açıkçası. Çok şükür o maçta iyi oynadım. Karşılaşmayı da 3-1 kazandık. Ondan sonra üst üste 5 maç takım mağlubiyet yüzü görmedi. Bu 5 maçta da ben vardım kalede. Her şey benim için çok iyi gidiyordu. Bu 5 maçtan sonra art arda Fenerbahçe ve Galatasaray'la karşılaştık. İki takımın da o dönemde şampiyonluk iddiası vardı. Fenerbahçe maçında maalesef kırmızı kart görerek oyun dışı kaldım. Pozisyon gereği, ceza sahasının dışında Sow'u düşürmüştüm. Sezonun bitmesine de az bir süre kalmıştı ve ben de direkt kırmızı karttan dolayı iki maç ceza alınca, o sezon bir daha forma giyemedim. Bu sezon başında ise takımın başına Mesut Bakkal getirilmişti ilk olarak. Sezona Mihailov ile başlamayı tercih etti. Ben yine çalışmalarıma devam ederek kaleyi devralmayı beklemeye başladım. İlk üç haftayı puansız kapatmıştık. Dördüncü hafta, Mesut Hoca kalede beni oynatacağını söyledi. Deplasmandaydık ve rakibimiz de Galatasaray'dı. Ben açıkçası o maça stresten uzak, oldukça rahat çıktım. O karşılaşma da çok şükür benim için iyi geçti ve 1-1 berabere kalarak ligdeki ilk puanımızı aldık. O maçtan sonra kaleyi devraldım ve o zamandan beri de takımımızın kalesinde sürekli olarak görev yapıyorum. Hep çok çalışarak ve sabrederek kaleyi kazandım.
Kariyerinde hiç Genç Millî Takım tecrüben yok ancak bu sezon Mersin İdman Yurdu'nda kaleyi düzenli olarak koruman ve başarılı olman sayesinde A Millî Takım'ın Mart kampındaki kadrosunda yer almayı başardın.
A Millî Takım kadrosunda yer alabildiğim için çok mutlu ve gururluyum. Her futbolcunun hayali budur, en üst düzeyde forma giymektir. A Millî Takım da bir futbolcu için çıkılabilecek en üst düzeydir. En üst düzeydeki futbolcuların olduğu yer aynı zamanda. A Millî Takım'daki birliktelik, aile ortamı da çok güzel gerçekten. Fatih Terim Hocama bu gururu ve mutluluğu bana yaşattığı, beni ay-yıldızlı formaya lâyık gördüğü için çok teşekkür ederim. İnşallah buradaki hedefim, çok çalışarak kalıcı olmak. Çalışmaktan da hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim.
A Millî Takım kadrosuna ilk çağrıldığını duyduğunda neler hissettin? Kadroya alınmayı bekliyor muydun?
Çalışmalara aralıksız devam ediyordum ve sezon başından beri de bahsettiğim gibi yükselen bir performansım vardı. Bir insanın her zaman hedeflerinin olması lâzım. Ben de her zaman hedeflerimi yüksek tutmayı tercih etmişimdir. O yüzden de başarılı olduğum zaman ve hedefimi yüksek tuttuğum zaman, A Millî Takım'a çağrılmayı bekliyordum. Çağrıldığımı duyunca da çok heyecanlandım gerçekten. Dediğiniz gibi; Genç Millî Takımlarda oynamışlığım yok kariyerimde. Dolayısıyla ilk defa ay-yıldızlı forma ile tanışıyordum. Çok mutluluk ve gurur verici bir duygu bu. A Milli Takım kadrosuna çağrıldığımı duyunca bütün sevdiklerim beni arayıp tebrik etti. Bu tebrikler sevincimi daha da arttırdı.
Geçmişte aldığı transfer yasaklarının da etkisiyle Mersin İdman Yurdu Spor Toto Süper Lig'de zor günler yaşıyor. Düşme potasındasınız şu an. Sen de kulüpte oynayan bir oyuncu olarak bu durumun nedenlerini açıklar mısın?
Öncelikle şunu söylemek isterim ki; gerçekten iyi bir takıma sahibiz. Geçen sezon 47 puan toplamıştık. Dediğiniz gibi, bu sene birtakım maddi sıkıntılarımız oldu. Lige de kötü başladık ve toparlayamadık. İster istemez kafalarda başka sorunlar olunca, maçlara ve antrenmanlara tam anlamıyla hazır olmanız zorlaşıyor. Bu durum doğal olarak skorlara da yansıdı. Çünkü her şey kafada bitiyor aslında. Ümit Özat Hocamızın gelişiyle biraz olsun toparlandı takım. Başarılı birkaç sonucumuz olunca, morallerimiz de hemen yükseldi. Ligde kalma yolunda şansımızı sonuna kadar zorlayacağız.
Gelecekteki kariyer hedeflerin neler?
Az önce de bahsettiğim gibi A Millî Takım'da kalıcı olmak istiyorum. Dört büyüklerde ve ardından da Avrupa'da oynama arzusundayım. Bu hedefler doğrultusunda, önceden yaptığım gibi çok çalışarak ve sabrederek bu amaçlarıma ulaşmaya çabalayacağım. Avrupa'ya gidersem de en çok İspanya Ligi'nde kalecilik yapmak isterim.
Başarılı bulduğun özelliklerin ve eksikliğinin olduğunu düşündüğün yönlerin neler?
Her insanın eksiklikleri vardır mutlaka. Kimse mükemmel değildir. Yan toplarda başarılı olduğumu düşünüyorum. Çabuk bir kaleci olarak görüyorum kendimi ayrıca. Küçüklüğümde Casillas'ı çok beğenirdim. O da çabuk bir kaleci. Aslında ben uzun boylu bir kaleciyim, Casillas ise kısa ama kendisinin kaleci özelliklerini sıkı takip ediyordum. Onu izleyerek, biraz da yetenek sayesinde çabukluğumu geliştirdim diyebilirim. Bunun dışında da eksik yönlerimi çok çalışarak geliştirmeye özen gösteriyorum her zaman.
Boş zamanlarında neler yapmayı tercih ediyorsun?
Türkü dinlemeyi ve söylemeyi çok seviyorum. Biraz da bağlama çalabiliyorum. O konuda da geliştirmeye çalışıyorum kendimi. Mersin İdman Yurdu'nda Servet abi (Servet Çetin) ile de beraber olmamın etkisi var tabiî (gülüyor). Kamplarda onunla da beraber çalıp söylüyoruz bazen. Bence her futbolcunun ya da sporcunun bir müzik enstrümanı ile uğraşması lâzım. Çünkü bu stres ortamında, oyuncuyu çok rahatlatan ya da maçlara daha farklı motive eden bir şey bu bana göre. Maçlara da türkü dinleyerek ya da bağlama çalarak hazırlanıyorum.

 
eXTReMe Tracker